Arabayı sürme deneyiminin en şaşırtıcı yani ne? | TED | ما هو الشيء الأكثر إذهالاً حول تجربة قيادة هذه السيارة؟ |
Bilimadamları atomu, maddenin özüne doğru, derinlemesine incelediklerinde, doğanın en şaşırtıcı sırlarını ortaya çıkardılar. | Open Subtitles | عندما نقب العلماء عميقاً بداخل الذرة بداخل صميم قلب المادة قاموا بحل خيوط أشد أسرار الطبيعة إذهالاً |
Hatta bu uyuşturucunun en şaşırtıcı yanı, yasa dışı bir tarafı olmaması. | Open Subtitles | في الحقيقة، أكثر الأمور إذهالاً في هذا المخدر أنه قانوني تماماً. |
en muhteşem olaylardan bir tanesi Doğu Afrika'nın uçsuz bucaksız düzlüklerinde yer alır. | Open Subtitles | إحدى أكثر الأحداث إذهالاً تحدث في السهول الشاسعة المفتوحة لشرق أفريقيا |
Daha az etkileyici olan ise bizim yaşama şansımız. | Open Subtitles | أما الأقل إذهالاً فهي فرص نجاتنا |
Sizin verileriniz daha da şaşırtıcı. | TED | حتى أرقامكم أكثر إذهالاً. |
Daha şaşırtıcı olan, bir Allosaurus omurgasıydı. | Open Subtitles | الأكثر إذهالاً Allosaurusكانت فقرة الـ |
Pençe yakalama, doğadaki en muhteşem hava akrobasi gösterilerden biridir. | Open Subtitles | تشابك المخالب هو إحدى أكثر العروض البهلوانية إذهالاً فى عالم الطبيعة |
Anlamıyorum. Seninki muhtemelen bu dosyalar arasında en muhteşem olanı. | Open Subtitles | لا أفهم الأمر، يجب أنّ يكون هذا أكثر الملفات إذهالاً هنا |
- Dünya tarihinde görülmüş, en muhteşem,... - Buna inanamıyorum! | Open Subtitles | الأكثر إذهالاً , دهشةً- انا لا أصدق هذا- |
Ve onun kolundan bile daha etkileyici olan ne? | Open Subtitles | الامر الأكثر إذهالاً هو ذراعه |