Kimin için çalıştığımıza dair bir karışıklık, saçmalık olmasın. | Open Subtitles | لا نحضى بأية إرتباك أو تأويل لصالح من نعمل |
Bir karışıklık olmasını istemem. | Open Subtitles | لا اريد أن يكون هناك أية إرتباك |
Hey, karışıklık olmasın bu HPD'nin işi Five-O'nun değil. | Open Subtitles | مهلاً ، مهلاً ، انظر حتى لايكون هناكَ أي إرتباك فالشرطة ستتولى هذا "وليسَ فرقة "فايف |
"Karada, suda ve havada, mezhepler, kıtlık, krallıklar, salgınlar, karmaşa olacak. " Tartışmalara yol açan bir konuda gizemini korumakta, | Open Subtitles | في البحر و على الأرض و في الهواء مجاعة , ممالك , أوبئة , و إرتباك |
Majesteleri Fransa'da ölürse, krallığı büyük bir karmaşa içinde bırakacağından endişe ediyor. | Open Subtitles | أنه يخشى أنه لو مات جلالته في فرنسا فسيترك المملكة في إرتباك كبير |
Tamam mı? Ortalığı karıştıracak kadar. Ucu ucuna pozitif çıkacak. | Open Subtitles | ما يكفي فقط لإحداث إرتباك نتيجتهم ستكون بالكاد إيجابيه |
Karışıklıkta döndüm. | Open Subtitles | إتجهت يميناً فى إرتباك# |
Çok güzel bir karışıklık. | Open Subtitles | إنه إرتباك جميل |
Karışıklıkta döndüm. | Open Subtitles | إتجهت يميناً فى إرتباك# |