"إزعاجي" - Translation from Arabic to Turkish

• rahatsız
• rahat
• sıkmaya
• sinir
• kafamı
• kızdırmaya
• canımı sıkmayı
• sinirlendirmeye
• sıkılacaklar
• Beni sıkıştırmayı

Nükleer reaktörü %100 konumuna getir. Kimse de beni rahatsız etmesin.
شغل المفاعل النووي على مائة درجة وإحرص على ألا يتم إزعاجي

Daha sonra hızlı bir poker oynayalım dedik ki beni rahatsız etmeye başladın, tam oyunun ortasında.
وبعد ذلك سنلعب البوكر وأنت بدأت في إزعاجي ولم أكشف عن أوراقي بعد

Beni rahatsız etmekten vazgeç yoksa kusacağım.
لذا كُفَّ عن إزعاجي, وإلا فسوف أجعلهم يضربون مؤخرتك الشبيهة بالنقانق.

Eğer az da olsa farkındalığın varsa beni rahat bırakıp, bana güvenirsin.
وإن كنت تتحلى بوعي بالذات إطلاقاً فستتوقف عن إزعاجي وتثق بي لمرة

Zaten destekliyor fakat canımı sıkmaya devam edersen fikrini değiştirmesini sağlarım.
والذي دعمته بالفعل، إلا لو أردتِ إزعاجي حتى أجعلها تُغير رأيها

Beni sinir ederek söze başlamanın... akıllıca olduğunu biliyorum.
أعلم أن هذه ملاحظة ذكية لابتداء الحديث بهدف المبالغة في إزعاجي

Yazışma işimle ilgilenirken, rahatsız edilmek istemem.
ماذا ؟ قلت لكم عندما أكون أكتب الشعر لا أريد أن يتم إزعاجي

Beni rahatsız etmemeni söylemiştim sana.
لقد أخبرتك أن تتوقف عن إزعاجي الان أذهب.

Eve getirdiğim kızlarla ilgili beni rahatsız etmeyeceğine söz verirsen... - ...çocuğa göz kulak olurum.
يمكنني التكفل بأمر الصبي إن توقفتي عن إزعاجي بشأن الفتيات كل يوم

Muhtemelen bu şeyleri de sen organize ettin ki beni tekrar rahatsız edesin.
ربما وضعت هذا الأمر كله معاً فقط حتى يمكنك إزعاجي ثانيةً

"Ama aramayı ve beni rahatsız etmeyi kesmedi.
و لكنه لم يتوقف عن الإتصال بي و عن إزعاجي

Müsteşar Mass Transit beni bugünkü anlaşma hakkında rahatsız etmeye devam ediyor.
وكيل وزارتنا يصر على إزعاجي بشأن السعرِ لليوم

Beni ne kadar rahatsız ettiğini değerlendirebilseydim benden A+ alırdın.
إذا استطعت منحك درجات لقدرتك على إزعاجي بشدة، فستحصل على إمتياز.

Hiç umurumda olmazdı ama ne yazık ki bu işi idare etmek bana düştüğü için bana da rahat vermeyecektir.
بما أني سأتولى الإشراف على هذه المهزلة مُكرها، لن يتوانى عن إزعاجي أيضا.

Eğer az da olsa farkındalığın varsa beni rahat bırakıp, bana güvenirsin.
وإذا كان لديك وعي ذاتي على الإطلاق لكنت تجنبت إزعاجي للحظة, ووثقت فيني

Hedefim sen değilsin ama... canımı sıkmaya devam edersen, seni de listeye eklerim.
لست هدفي، ولكن إن واصلت إزعاجي فسأضيفك إلى القائمة

Ama bugün pazar. Biliyorum. Bazen çok sinir bozucu oluyorlar.
ولكننا في يوم الأحد- أعلم، إنهم يحاولون إزعاجي فقط-

Bana telefon falan vererek iyi davranıp kafamı karıştırmayı bırak.
توقف عن إزعاجي بأن تكون لطيف وتعطيني الهواتف

Beni kızdırmaya çok yaklaştın ve bu bir hata olurdu.
‫أصبحت قريباً جداً من إزعاجي ‫وذلك سيكون خطأ

eğer bu işe yararsa o benim canımı sıkmayı bırakır.
إذا نجح هذا ربما تتوقف عن إزعاجي

Beni sinirlendirmeye devam edersen, bir daha seni görmeye gelmem.
إن استمريتي في إزعاجي هكذا ,فلن أعود لزيارتك بعد الآن

Almanlar, bu sonuncusuna azıcık sıkılacaklar.
ويكفّ الألمان أخيراً عن إزعاجي.

Beni sıkıştırmayı bırakır mısın, Cyril?
هَلاَّ توقفتَ عَن إزعاجي يا سيريل؟