Biliyorsun, mezardan çıkarma birçok kültürde, saygısızlık veya tabu olarak algılanır, özellikle ölülerini gömenler tarafından. | Open Subtitles | أتعلمين؟ أن إعادة إستخراج الجثة يعتبر تدنيساً للمقدسات أو من المحرمات في بعض الثقافات, و خصوصاً من طرف الذين |
Madeninde kıymetli bir şey olduğuna ikna edeceğiz ardından madeni çıkarma yöntemini satacağız sonra da tüm parasını alacağız. | Open Subtitles | سنقنعه بأن لديه شيء قيّم في منجمه ثم نبيعه عملية إستخراج في منجمه ومن ثم نأخذ كل ما قدمه من المال |
Kullanıcı bilgilerini almak için mahkeme emri isteyebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني إستخراج أمر قضائي، وجعلهم يكشفون عن معلومات المُستخدم. |
Yabancı bir ülkede bir çıkartma istediğimi farzet. | Open Subtitles | لنقل أنني أريد إستخراج في بلاد أجنبية |
İkinci kattaki kasadan büyük miktarda altın çıkarmak için soyguncuların deprem dalgalarından faydalandığını sanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بأن سارقي البنك إستغلوا الموج البحري من أجل إستخراج كمية كبيرة من الذهب من خزينة الطابق الثاني |
Garip, metaveri çıkartmaya geçti ve şimdi seni görmek istiyor. | Open Subtitles | مريب, وتحول الى إستخراج البيانات الوصفية ويريد أن يراك الآن |
Elmadan profil çıkarmaya yetecek kadar genetik madde alamadılar. | Open Subtitles | لم تستطع إستخراج ما يكفي من مواد جينيه من التفاحة لأجل المواصفات |
Annen burada, Anı çıkarma Makinesi'nde. | Open Subtitles | والدتك داخل آلة إستخراج الذكريات بهذا المكان، |
Buna karşın mezardan çıkarma heyecan verici ve gizemli. | Open Subtitles | لكن في إستخراج الجثت توجد الإثارة والغموض. |
Yaptığımız şeye dayanarak eleme süreci diyor ki içerideki görev sıvıyı çıkarma. | Open Subtitles | إعتماداً على ما قد فعلناه بالفعل عملية الإزالة تعنى أن المُهمة بالداخل فى إستخراج السائل |
Büyük bir maden şirketi özellikle ümit vaat eden bir boksit damarı için çıkarma iznini garantiye almak istiyordu. | Open Subtitles | شركة تنجيم كبيرة أرادت تأمين حقوق إستخراج " لمعبر مثمر من حجر " البوكسايت |
Onu geri almak zorundayız, saf, beyaz ham 23 kilogram eroin, mukayese edersek.. | Open Subtitles | علينا إستخراج 50 رطل من الهيروين ،الأبيض النقي، النقي، الغير مبلور والثمين |
Erkeklerin zihninden bilgi almak yerine, buranın oraya fikirler koyabilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | عوضاً عن إستخراج المعلومات من الرجال أود أن يصبح هذا المكان قادراً على إقناعهم بالفكر |
Biz de biraz omurilik sıvısı almak üzereydik. | Open Subtitles | كنا على وشك إستخراج بعض من السائل النخاعي |
Penguen çıkartma Operasyonunda uçarılığa yer yok. | Open Subtitles | عملية إستخراج البطاريق لا تتضمن الطيش |
Ama ben onu bilmiyordum ve çıkartma yazarak 82 puan aldım. | Open Subtitles | لكني لم أعرف هذا، لقد لعبت الكلمة إستخراج) من أجل 82 نقطة) |
Şimdi, mezardan çıkartma hakkında. | Open Subtitles | الآن بخصوص إستخراج الجثة |
Gazı ve hava içeren sıvıları çıkarmak için şırınga kullanmam gerek. | Open Subtitles | ينبغي مع المحقنة أن أكون قادرة على إستخراج الغاز وأيّ سائل مشبع بالغاز |
Bu kutunun içine yeni disiplinler getirmek kadar kutunun içinden tiyatro çıkarmak ile ilgiliydi. | TED | لديه القدرة على استحضار الكثير من الضوابط و الفنيات داخل صندوق المسرح المتخيل بنفس القدرة على إستخراج المسرح خارج حدود الصندوق للكون الأوسع |
Ya babam kendi kara büyüsünü çıkartmaya çalışmışsa? Sen onun gibi değilsin. | Open Subtitles | ماذا إذا كانَ والدي يحاول إستخراج السحر المظلم الخاص بهِ؟ |
Onun kişisel anahtarını çıkartmaya çalışıyorum ama, bunun içinde Stuxnet'ten fazla mantık bombası var. | Open Subtitles | كنت أحاول إستخراج مفتاحها الخاص لكن ذلك أكثر تعقيدًا من فك القنابل |
Küçüklüğünde babamın geçirdiği bir şoku ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | "نحن نحاول إستخراج "صدمة مكبوتة حدثت لأبي في طفولته |