Bu durumda, Sayın Yargıç, George Wilbur'u tekrar çağırmak istiyorum. | Open Subtitles | في تلك الحالة، أود إستدعاء جورج ويلبر يا سيادة القاضي |
Kasıt gerekliliğinin karşılanmadığını göstermek için bir tanık çağırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد إستدعاء شاهد ليوضح أنه لم يتم إستفاء شرط النيه. |
Telefonunu sürekli yanında taşımadığın için sana çağrı cihazı aldım. | Open Subtitles | لأنّك لا تبقي هاتفك مفتوحاً طيلة الوقت إليك جهاز إستدعاء |
Bu davetiyelerin resmi bir çağırma olduğunu söylediğimde bunun altını çizerek söyledim. | Open Subtitles | عندما قلت بأن عليك أن تعتبر هذه الدعوة على أنها إستدعاء, أفهم |
Başsavcı bulmuştur mahkemeye saygısızlıktan sizin iş arkadaşınız federal Mahkeme celbi görmezden için. | Open Subtitles | النائب العم قد وجد زميلك في العمل قام بإحتقار المحكمة بتجاهله إستدعاء الإتحادية |
Bombardıman uçakları zaman zaman kötü durumları kurtarmak için çağırıldı. | Open Subtitles | تم إستدعاء القاذفات مراراً لأنقاذ وضعاً حرج من الأنهيار |
Araç kayıtları mahkeme kayıtlarında bir düzeltme ve celp istekleri için ofis raporları. | Open Subtitles | وتقرير محكمة منقّح، وطلبات مذكرات إستدعاء مكتبية |
Öncelikle bazı türlere geri dönme çağrısı çıkartırdım. | Open Subtitles | أنا أُصدرُ a إستدعاء على البعضِ نوعِي الأقلِ. |
Hazır iş üzerindeyken dalgıç çağıralım. | Open Subtitles | بجدر بنا إستدعاء بعض الغواصين بينما نحن هنا |
Sakıncası yoksa polis doktorunu çağırmak istiyorum. | Open Subtitles | ، أود في إستدعاء طبيب الشرطة إذا لم تمانع طبيب الشرطة ؟ |
Kendini vuruyor, hepiniz polis çağırmak için 45 dakika bekliyorsunuz. | Open Subtitles | قتل نفسه، وإنتظرتم 45 دقيقة قبل إستدعاء الشرطة |
Boşluğu çağırmak için Wyatt'ı Christy ve bana getirdi. | Open Subtitles | هو قام بإحضاره لي و لكريستي لنستطيع إستدعاء الجوف |
Veznedarın polis çağırmak için kullandığı acil durum düğmesini görüyorum. | Open Subtitles | أرى زر إستدعاء الشرطة المخفى بجانب الصراف |
-...ve Sloan'a çağrı attım. | Open Subtitles | .. وفور حصولي على جميع الأرقام الهاتفيّه سوف هل تريد منيّ إستدعاء أي شخص آخر ؟ |
- Bilmiyorum. Burada buluşacağız diye çağrı aldım. | Open Subtitles | لا أدري حقّا، لقد تلقيت إستدعاء من مقر العمليات لنلتقي هنا. |
Madde ve gerçeklik kırıIması. Ruh çağırma büyüsünün geçici bir kırıIma yaratması gibi. | Open Subtitles | حدث و تشويه حقيقى مثل تعويذة إستدعاء الجريان الدنيوى |
Kubisaki Kouza, bu kaleyi kaybetmeden önce bir çağırma tekniği kullanmış. | Open Subtitles | كوبي ساكي كوزا,قبل أن يخسر قلعته هذه إستخدم تقنية إستدعاء |
Üç farklı adrese Mahkeme celbi yollanmış, hiçbiri yakın tarihte değil. | Open Subtitles | تم إرسال طلبات إستدعاء إلى ثلاث عناوين بريديّة مختلفة ولا واحد منهم إستدعاء جديد |
Sahi, bir de Paul Washington'a çağırıldı. | Open Subtitles | و في تلك الأثناء، تم إستدعاء بوول لـ واشنطن |
Size şu an elimde tuttuğum celp kağıdını fakslayayım. | Open Subtitles | سأرسل لك إستدعاء من المحكمة و الذي أمسكه في يدي الآن |
Ambulans... Asansör çağrısı. 336 Kuzey State Caddesi. | Open Subtitles | إستدعاء لمصعد , 336 شمال شارع المقاطعة |
Kamyon tamam mı, yoksa başka bir tane çağıralım mı? | Open Subtitles | هل العربة تعمل، أم يستوجب علينا إستدعاء أخرى؟ |
Bak, ben üzgünüm. Ama Şerif'i aramak zorundayım. Hayır! | Open Subtitles | ،حسناً، انظر، أنا آسف يتوجب عليّ إستدعاء المأمور |
Tamam, destek çağıramaz mısınız? | Open Subtitles | حسنا ، ألا يمكنكم إستدعاء السلطات فحسب ؟ |
Senin emrinle de gecenin yaratıklarını hizmete çağırabilirim. | Open Subtitles | تحت قيادتك، وبوسعي إستدعاء مخلوقات الليلة |
Şimdi ise deneyim ekonomisi ile beraber konu özgünlüğü uyarlama oldu. | TED | والآن، مع إقتصاد التجربة، إنها حول إستدعاء الأصالة. |