Eğitim Kolordusu'nda Naziler'in işlediği suçlara karşı alabildiğince nefret uyanmıştı. | Open Subtitles | في فيلق الضباط هناك إشمئزاز منتشر بخصوص الجرائم التي اُرْتُكِبت من قبل النازيين |
Subaylar arasında Nazi'lerin yaptığı kötü şeyler hakkında yaygın bir nefret vardı. | Open Subtitles | في فيلق الضباط هناك إشمئزاز منتشر بخصوص الجرائم التي اُرْتُكِبت من قبل النازيين |
Bu, ya kendinden nefret etmenden ya da başka bir şeyden kaynaklanıyor. Ben sadece, neden böyle bir şey yapmana sebep oluyor onu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أجل , و هناكَ أيضاً إشمئزاز ذاتيّ ، من شيءٍ إقترفتهُ ، أنا فقط أحاول أن اعرف ما يجعلكَ تبدو هكذا. |
Aldatma yok, sürpriz yok, nefret yok. | Open Subtitles | بدون خداع أو مفاجئات أو إشمئزاز |
Koyu nefret şimdi saygılı bir iğrenmeye dönüştü. | Open Subtitles | الكراهية المرة أصبحت الآن إشمئزاز محترم |