"إصابته" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yarası
        
    • yaralanmış
        
    • yaralı
        
    • ateş
        
    • Yaraları
        
    • yaralandı
        
    • zarar
        
    • Durumu
        
    • vurmak
        
    • vurulmadan
        
    • yaralarının
        
    • teşhisi
        
    • Yarasının
        
    Hiç giyotin Yarası gördünüz mü? Open Subtitles هل فعلت هذا لاسقاطه و إصابته في نفس الوقت؟
    Çok kötü yaralanmış. Open Subtitles إصابته خطيرة، لست متأكدة إن كانت حالته تسمح له بالكلام
    -Üç ölü bir ağır yaralı polis. Open Subtitles ثلاث رجال شرطة قتلى, واحد إصابته خطيرة. أعرف.
    Tüm ekiplerin dikkatine, Uluslararası Suçlarla Mücadele binasında ateş edildi. Çin Büyükelçisi vuruldu. Open Subtitles إلى جميع الوحدات التوجه إلى مبنى الجنايات العالمي السفير الصيني قد تم إصابته
    Yaraları ciddi olanları yüksek mihrabın oraya götürün! Open Subtitles ليكن من كانت إصابته أشدّ أقرب إلى المذبح الرئيس
    Dinleyin, galiba başından yaralandı. Open Subtitles انصت، أعتقد.. ، أنه تمت إصابته في رأسه أو شيء كهذا
    İlki, mıknatısı özel kılan yumuşak özelliği kayan kişiçarpsa dahi, zarar vermez. TED الأول، الخصائص الناعمة للمغناطيس والتي تجعله التي تجعله كذلك إن حصل و ضربت الراكب في رأسه، لن تتسبب في إصابته.
    Şarapnel etkisi yapan enkazdan dolayı sıkışan çocuklardan birinin kritik Durumu sürüyor. Open Subtitles وأدخل شاب واحد إلى العناية المركز بعد إصابته بالشظايا والحطام
    Yarası araba değiştiremeyecek kadar ağır olabilir. Open Subtitles ربما كانت إصابته بليغة بحيث لا يستطيع التوقف وتبديل السيارة.
    Onun Yarası acil. Kocanızın ayağına da en kısa zamanda bakılacak. Open Subtitles إصابته حرجة، وقدم زوجك ستُفحَص في القريب العاجل.
    Yarası da hayati bir tehlike içermiyor. Open Subtitles و إصابته ليست خطيرة على الإطلاق
    Çok kötü yaralanmış Binbaşı. Open Subtitles لقد تهشم إصابته جداً سيئة أيّها الرائد
    Fena yaralanmış. Yaşayacağını sanmıyorum. Open Subtitles إصابته بالغة، لا أعتقد أنه سينجو
    yaralı var. Sağlık görevlisi lazım. Göğüsten silahla yaralanma. Open Subtitles أصيب رجل، نحتاج لمسعفين في الحال تمّ إصابته بعيار ناري في الصدر
    Bunu anladığına göre, feci derecede yaralı olmasına rağmen parmaklıkları kaldırttığından her halükarda iyileşecek. Open Subtitles إذاً, فأنت تفهم أنه رغم إصابته الخطيره سيُشفى لاحقاً, بعد إعادة إعمار جسده
    Tüm ekiplerin dikkatine, Uluslararası Suçlarla Mücadele binasında ateş edildi. Open Subtitles إلى جميع الوحدات التوجه إلى مبنى الجنايات العالمي السفير الصيني قد تم إصابته
    Belirleyebildiğim tek şey, beyaz 20-25 yaşlarında bir erkek ve ölüm nedeni şiddetli patlama Yaraları. Open Subtitles إن الشيء الوحيد الذي استطعت تحديده هو إنه ذكر أبيض، بين عمر الـ20 و25، وسبب وفاته إصابته بالانفجار
    yaralandı, ama durumunun ne kadar ağır olduğunu henüz bilmiyoruz. Open Subtitles لقد اُصيب لكن لا نعرف مدى إصابته بعد
    Ve Zajac'in seçim politikası biraz bile zarar görse, sonuç olarak oylarını artıran biz oluruz. Open Subtitles نتج عنه إصابته بفقر الدم فسوف نصل إلى قمتنا هناك سوف نكسب هذه الحملة أليس كذلك ؟
    Oğlunuzun nefes alışı normal, kan basıncı iyi hafif bir sarsıntı dışında Durumu iyi. Open Subtitles حسناً ، تنفّس إبنك طبيعي و ضغط دمه جيّد و فيما عدا إصابته بإرتجاج خفيف صحته جيّدة
    - Onu vurma! vurmak istersem, vururum. Iskalamak istersem, ıskalarım. Open Subtitles عندما أريد إصابته سأصيبه و عندما إريد ألا أصيبه فلن أصيبه
    Dominic bana, vurulmadan önce babanla kavga ettiğini söyledi. Open Subtitles أخبرني دومينيك بأن تشاجرت مع أبيك قبل إصابته
    Evet, bu iyi ama yaralarının derinliklerini onu ameliyata almadan bilemeyiz. Open Subtitles أجل ، هذا جيد لكنا لا نعلم كيف هي إصابته قبلأننجريعليهجراحة.
    Birleşik Devletler'de her 67 saniyede bir kişiye Alzheimer teşhisi konuluyor. TED كل 67 ثانية، شخص في أمريكا تشخص إصابته بالزهايمر.
    Sakin ol babalık. Adamımızın Yarasının ne kadar ağır olduğunu anlamaya çalışıyorum sadece. Open Subtitles هون عليك ، يا جدي ، إنني أحاول وحسب تقدير مقدار إصابته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more