Tüm parçalara sahibim. Santa Maria della Pace var, bir futbol topu var, bir kuş kanadının küçük bir parçası var. Hiçbir şey olmuyor. Bu nedenle tekrar düşünmek zorundaydım. | TED | بحوزتي جميع القطع. هناك سانتا ماريا ديلا بيس، وهناك كرة قدم، وهناك قليل من جناح طائر. لا شيء يحدث. اضطررت إلى إعادة التفكير في ذلك. |
Şimdi teklifimi tekrar düşünmek istemediğine emin misin? | Open Subtitles | والآن ، ألا تريد إعادة التفكير في عرضي؟ |
Sürekli olarak doğru olduğunu sandığımız şeyi tekrar düşünmek ve yeniden tanımlamak zorunda kalırız. | Open Subtitles | باستمرار يكون علينا إعادة التفكير في ماكنا نظنّه صحيحا... ونعيد تعريفه. |
Tekrar düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | -ربّما عليكَ إعادة التفكير في ذلك |
Tekrar düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | -ربّما عليكَ إعادة التفكير في ذلك |
Bence bu işi tekrar düşünmeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنه علينا إعادة التفكير في ذلك |
Michael, bu işi tekrar düşünmeliyiz. | Open Subtitles | -مايكل)، علينا إعادة التفكير في هذا الأمر) |
Kuzu derisi çanta taşıma olayını yeniden düşünmelisin. | Open Subtitles | قد ترغبين في إعادة التفكير في مطاط جلد الخراف في حقيبتك |
Bence basın toplantısı yapmayı yeniden düşünmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك إعادة التفكير في مسألة عقد مؤتمر صحفيّ. |
Soruyu tekrar düşünmek ister misin? | Open Subtitles | هل ترغب في إعادة التفكير في السؤال؟ |