Ne yaptığını umursamadığı söylediğini sanıyordum. Kıskanmıyorum, umursamıyorum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ لا هَممتَ ما هو عَمِلَ. |
Yüz yapamayacağını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ أنت لا تَستطيعين تكوين وجه |
Artık silah üretmeyeceğini söylediğini sanıyordum. Silah değil. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ بأنّك كُنْتَ أسلحة الجَعْل المَعْمُولةِ؟ |
Choctop dediğini sandım. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ شاكتوب. |
- Bit dediğini sandım. | Open Subtitles | - إعتقدتُ بأنّك قُلتَ *الكسرولة*َ. |
İki ölü dediğini sanıyordum. | Open Subtitles | Whoa، إعتقدتُ بأنّك قُلتَ إثنان ميتَ. |
Bir daha asla uçmayacağını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ أنت لَنْ تَطِيرَ ثانيةً. |
Köpeğinin birkaç aydır kayıp olduğunu söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ كلبَكَ شهرينَ gonefor a الآن. |
O şey öldü diye söylediğini sanıyordum, dostum! | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ ذلك الشيءِ كَانَ ميتَ، رجل! إحزمْه! |
Oynamadığını söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ بأنّك لَمْ تَلْعبْ. |
Onları atlattım dediğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك قُلتَ أضعتهم |