"إعتقدت بأنك" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanıyordum
        
    • sanmıştım
        
    • diye düşündüm
        
    • Hani
        
    • düşünmüştüm
        
    • düşünüyordum
        
    Senin efsane olduğunu sanıyordum, hala emin değilim. Open Subtitles إعتقدت بأنك كنت أسطورة، وما زلت لست متأكد.
    Ben senin emekli olduğunu ve ülkene gidip çiflik aldığını sanıyordum. Open Subtitles ولكننى إعتقدت بأنك تقاعدت وذهبت إلى الريف وقد إبتعت مزرعة
    Ama gelecek haftaya kadar buradasın sanıyordum. Open Subtitles تغادر لكن إعتقدت بأنك ستبقى للإسبوع القادم ؟
    Geçmişinde karanlık, romantik bir sır saklıyor olduğunu sanmıştım. Open Subtitles إعتقدت بأنك قد تختفي بعض الاسرار الرومانسي المظلمة في ماضيك
    Beş dakika önce geldi. Önce onunla konuşursunuz diye düşündüm. Open Subtitles وصلت قبل 5 دقائق إعتقدت بأنك تريد التحدث إليها أولا
    Hani bir dolu turist istemiyordun? Open Subtitles حسنا، إعتقدت بأنك لا تريدين أطنانا من السياح
    İşten saat 8:00'de çıktığını sanıyordum. Open Subtitles إعتقدت بأنك تنهي العمل الساعه الثامنه قمت بتغيير الشيفت للحفله الكبيره الليله
    Teorin, onun kendisini tekrar etmesi olduğunu sanıyordum. Open Subtitles إعتقدت بأنك كنت تعمل على النظرية التي هو يكرر نفسه.
    Radyo astronomları aradığınızı sanıyordum? Open Subtitles لكني إعتقدت بأنك كنت تبحث عن لاسلاكي فلكي
    Sürekli hareket halinde olmamızı istediğini sanıyordum? Gün doğmadan önce Kanada'ya mı gideceğiz? Open Subtitles إعتقدت بأنك تريد التحرك بسرعة إلى كندا قبل الفجر ؟
    Ona kalabileceğini söyleme Ona ne yapacağını söyleme Senin gittiğini sanıyordum Open Subtitles . لا تخبرها بماذا تفعل . إعتقدت بأنك كنت ستغادر
    Cotillion'a gideceğini sanıyordum. Bende senin gideceğini sanıyordum Open Subtitles . إعتقد بأنك كنت ذاهبا إلى حفلة الرقص . إعتقدت بأنك كنت أنت
    Sizinle konuşmak istiyordu. Daha erken eve geleceğini sanıyordum. Open Subtitles أراد التحدث معك لقد إعتقدت بأنك ستأتي إلى البيت مبكرا
    22. ciltteyim. - Seni aptal sanıyordum. - Çizgi filmdeyken öyleydi. Open Subtitles ــ ولكني إعتقدت بأنك أحمق ــ حسناً، كان ذلك في الصور المتحركة
    Bana senin gibi dövüşmeyi öğreteceğini sanıyordum. Open Subtitles غبية إعتقدت بأنك ستعلمني كيف أحارب مثلك.
    Yaşadığınız sıkıntıyı atlatmak için izin alırsınız sanıyordum. Open Subtitles إعتقدت بأنك ستستغرق وقتاً طويلاً للتَعافى من اصابتك
    Çalıştığını ve yetiştirmen gereken bir yazı olduğunu sanmıştım. Open Subtitles إعتقدت بأنك في العمل إعتقدت بأنك مشغول جدا
    Seni ilk gördüğümde sadece hırslı olduğunu sanmıştım. Open Subtitles حين قابلتك للمرة الأولى, إعتقدت بأنك مجرّد طموح.
    Ben de şimdiye kadar fahişelere geri dönmek için yolunu yapıyorsundur sanmıştım. Open Subtitles إعتقدت بأنك ستجد طريق عودتك إلى العاهرات
    İstersen sen de gel, ama etrafı gezmek istersin diye düşündüm. Open Subtitles بإمكانك أن تأتي إذا رغبت في ذلك و لكنني إعتقدت بأنك تفضل التمتع بالمناظر
    Baba, hiç alkol olmayacak demiştin Hani. Open Subtitles أبي, إعتقدت بأنك قلت لن يكن هناك أي كحول
    Postahanede senin adına gelen bir mektup olduğunu bilmek istersin diye düşünmüştüm. Open Subtitles فقط إعتقدت بأنك تود أن تعلم لديك رسالة مسجلة في مكتب البريد
    Oturmuş kumsalda Mai Tai'ını yudumluyorsundur diye düşünüyordum. Open Subtitles إعتقدت بأنك ستحتسي شراب "ماي تاي" على الشاطئ بهذا الوقت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more