"إعتقدنَا" - Translation from Arabic to Turkish

• düşündük
• düşündüğümüzden
• dedik
• düşündüğümüz
• düşünüyorduk
• sandık
• sanmıştık
• sandığımızdan
• sanıyorduk
• düşünmüştük

Bu civardaydık. Belki filme gelmek konusunda fikrini değiştirmişsindir diye düşündük.
لا، إعتقدنَا بأنّنا نَتوقّفُ ونَرى إذا أنت مُتَغَيّرُ رأيك حول الفلمِ.

İyi bir başlama yeri olduğunu düşündük.
إعتقدنَا بان هذة كَانَت نقطة بداية مناسبة.

Tekne bizi plajın bu tarafına getirdi. Bu yüzden bir merhaba demeyi düşündük.
المركب جَلبَنا هذا الجانبِ مِنْ الشاطئ، لذا إعتقدنَا بأنّنا نَقُولُ مرحباً.

Cadılar düşündüğümüzden daha hazırlıklıydı.
الساحرات كُنّ مُسْتَعِدّات أكثر مِنْ إعتقدنَا.

Son konserim iptal oldu, bu yüzden biz de dedik ki--
آخر عرض لي قد ألغي؟ لذا إعتقدنَا أنه من الأفضل لنا

düşündüğümüz gibi Kaynak'ı öldürememişiz.
نحن لَمْ نَقْتلْ المصدرَ مثل نحن إعتقدنَا.

Biz de bizi sevmediğini düşünüyorduk, Jack.
ونحن إعتقدنَا أنت لَمْ تَحْببْنا، جاك.

Eğitimi hızlandırmaya katkısı olur sandık.
إعتقدنَا ان هذا سيُساعدُ على تَقَدُّم التدريب

İlk başta orayı giriş yarası sanmıştık.
نحن أولياً إعتقدنَا ذلك جرح خروجِ كَانَ جرحَ دخولِ.

Öyle görünüyor ki içimizde sandığımızdan daha çok inanç varmış.
يَبْدو مثل نحن عِنْدَنا إيمانُ أكثرُ في بعضهم البعض مِنْ إعتقدنَا.

Onunla yetenek yarıştırmanın komik olacağını düşündük.
إعتقدنَا هو قَدْ يَكُونُ مرحاً عظيماً إذا أنت كُنْتَ أَنْ تَجاري مهاراتكَ ضدّ ه.

Bazı cevapları bilebileceğinizi düşündük efendim.
إعتقدنَا بأنّك لَرُبَّمَا يَكُون عندك بَعْض الأجوبةِ، سيدي

- Önce bunun bir intihar olduğunu düşündük. - Ya şimdi?
أولياً، إعتقدنَا ان هذا كَانَ إنتحار و الآن

Bize yardım etmek isterdiniz diye düşündük, çünkü, Frank öldüğünüzü düşünüyor.
إعتقدنَا بأنّك قَدْ wanna يُساعدُنا لأن، تَرى، فرانك يَعتقدُ بأنّك ميت.

Jody'i Lucas öldürdü diye düşündük ve ayrıca Vance'in ölümünü o ayarladı dedik ama o değilmiş.
مِنْ لوكاس مارتن؟ ونحن إعتقدنَا بأنّ لوكاس قَتلَ جودي، ونحن إعتقدنَا

Biliyor musun Roz, sen ve ben aslında düşündüğümüzden daha fazla benziyoruz birbirimize.
تَعْرفُ، روز، يَبْدوك وأنا على حدّ سواء أكثر مِنْ إعتقدنَا.

düşündüğümüzden de kötü, Niles.
النيل، هو أسوأُ مِنْ إعتقدنَا.

Carol evde yoktu. Biz de sana uğrayalım dedik.
كارول ما كَانتْ في الدّاخلِ لذا إعتقدنَا بأنّنا نُحاولُ هنا.

Yani, öldürücü darbeyi vurduğunu düşündüğümüz mermi devriye arabasından mı atılmış?
لذا الرصاصة التي إعتقدنَا كَانتْ الضربة القاضيةَ كَانتْ مطرود مِنْ علبةِ الخرطوشة على سيارةِ الدوريةَ؟

Beaver'ın aileler hafta sonunda senin kız kardeşine asıldığını öğrendin sandık.
إعتقدنَا بأنّك إكتشفتَ بأن بيفير أرتبط بـ أختِكِ في نهايةِ إسبوعِ الأباءِ.

Ama biz senin öldüğünü sanmıştık!
لَكنَّنا إعتقدنَا بأنّك مت! ميت؟

Bu iş sandığımızdan ciddi olabilir.
الرجال، لَرُبَّمَا هذا أكثرُ جدّي مِنْ إعتقدنَا.

Önümüzde parlak bir gelecek vardı... ve sonsuza dek birlikte olacağımızı sanıyorduk.
المستقبل وضعنا فورآ للأمام ونحن إعتقدنَا بأننا نعرف بعضنا البعض إلى الأبد

Bak, hepimiz seni bir an için kaybettiğimizi düşünmüştük.
انظر ، كلنا إعتقدنَا بأنّنا فقدناك في مرحله واحده