Tamam, şeker surat, şimdi yarısını verebilirim... | Open Subtitles | حسنا أيها الوسيم، يمكنني إعطاؤك نصفها الآن. |
O gitti Eric ama onu geri getirip sana verebilirim. | Open Subtitles | أوه، لقد ذهب، إيريك ولكن يمكنني إعادته لك و إعطاؤك إياه |
Ofise gelirsen sana başvuru formunu verebilirim veya neye ihtiyacın olursa, tamam mı? | Open Subtitles | أتعلم، إن مررت على مكتبي لاحقًا، فبوسعي إعطاؤك ملفّ بياناته. وبوسعي تزويدك بأيّ شيء آخر تريده، اتّفقنا؟ |
Sana bir hayat, bir gelecek veremem. | Open Subtitles | كلا, لا أستطيع إعطاؤك أى شيء تريده أى فتاة طبيعة |
Dosyayı veremem, çünkü artık yok. | Open Subtitles | لا يمكنني إعطاؤك الملف لأنّه لم يعد موجوداً |
Dedikoducu olmayan birine gelirsek, sana üç farklı avukatın ismini verebilirim. | Open Subtitles | طالما أنكِ ستتحدثين لأحد لا يثرثر يمكنني إعطاؤك أسماء 3 محامين مختلفين |
Sana kendi ekibini verebilirim. Kendine ait bir bölge verebilirim. Büyüyebilirsin. | Open Subtitles | إنّ بإمكاني إعطاؤك طاقمك الخاص، ومنطقتك الخاصّة، وبإمكانك التألق، |
Eğer çok istiyorsan sana anahtarları verebilirim. | Open Subtitles | حسنا، إن كنت متحمسة بهذا القدر يمكنني إعطاؤك المفاتيح إذهبي في عطلة الإسبوع أوه، لا تحمسني أكثر |
Pekala, size nörotransmiter uyarıcı bir ilaç verebilirim... | Open Subtitles | حسناً، يمكنني إعطاؤك محفزاً للخلايا العصبية، كنت قد صنعته في إحدى المهام. |
Sana üç aylık kirayı bugün nakit verebilirim. | Open Subtitles | أستطيع إعطاؤك إيجار ثلاثة أشهر مقدماً ونقداً |
Karşılık verebilirim. | Open Subtitles | يمكننى إعطاؤك أحسن ما تعطيه لى |
Karşılık verebilirim. | Open Subtitles | يمكننى إعطاؤك أحسن ما تعطيه لى |
10,000 doların birazını sana verebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إعطاؤك القليل من العشرة آلاف. |
- Onun adını da verebilirim. - Çok iyi olur. | Open Subtitles | يمكنني إعطاؤك اسمها |
İsimlerini size verebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إعطاؤك أسماءهم |
Bundan başka da ayrıntı veremem. Kahve ister misin? | Open Subtitles | ولا أستطيع إعطاؤك أيّ تفاصيل أكثر من ذلك. |
Kusura bakmayın, veremem. | Open Subtitles | لا يمكننا إعطاؤك هذه المعلومات |
- Bir şikayetiniz olmadığı sürece ismini size veremem. - Bu, Professor Lambeau. | Open Subtitles | لا يمكننى إعطاؤك أسمه إلا إذا كان لديك شكوى - هذا هو الأستاذ لامبو - |
Mike, dinle. Sana iş veremem. | Open Subtitles | مايكل اسمع, لا يمكنني إعطاؤك عملاً |
- Aslında bu arabayı sana veremem. Bu... araba kiralık. | Open Subtitles | لا أستطيع حقاً إعطاؤك هذه السيّارة، إنّها... |
Eşyaları göndereceğiniz adresi vereyim. | Open Subtitles | هل يمكننى إعطاؤك العنوان الذى يجب أن ترسلهم عليه ؟ |