"إعطاؤك" - Translation from Arabic to Turkish

    • verebilirim
        
    • veremem
        
    • vereyim
        
    Tamam, şeker surat, şimdi yarısını verebilirim... Open Subtitles حسنا أيها الوسيم، يمكنني إعطاؤك نصفها الآن.
    O gitti Eric ama onu geri getirip sana verebilirim. Open Subtitles أوه، لقد ذهب، إيريك ولكن يمكنني إعادته لك و إعطاؤك إياه
    Ofise gelirsen sana başvuru formunu verebilirim veya neye ihtiyacın olursa, tamam mı? Open Subtitles أتعلم، إن مررت على مكتبي لاحقًا، فبوسعي إعطاؤك ملفّ بياناته. وبوسعي تزويدك بأيّ شيء آخر تريده، اتّفقنا؟
    Sana bir hayat, bir gelecek veremem. Open Subtitles كلا, لا أستطيع إعطاؤك أى شيء تريده أى فتاة طبيعة
    Dosyayı veremem, çünkü artık yok. Open Subtitles لا يمكنني إعطاؤك الملف لأنّه لم يعد موجوداً
    Dedikoducu olmayan birine gelirsek, sana üç farklı avukatın ismini verebilirim. Open Subtitles طالما أنكِ ستتحدثين لأحد لا يثرثر يمكنني إعطاؤك أسماء 3 محامين مختلفين
    Sana kendi ekibini verebilirim. Kendine ait bir bölge verebilirim. Büyüyebilirsin. Open Subtitles إنّ بإمكاني إعطاؤك طاقمك الخاص، ومنطقتك الخاصّة، وبإمكانك التألق،
    Eğer çok istiyorsan sana anahtarları verebilirim. Open Subtitles حسنا، إن كنت متحمسة بهذا القدر يمكنني إعطاؤك المفاتيح إذهبي في عطلة الإسبوع أوه، لا تحمسني أكثر
    Pekala, size nörotransmiter uyarıcı bir ilaç verebilirim... Open Subtitles حسناً، يمكنني إعطاؤك محفزاً للخلايا العصبية، كنت قد صنعته في إحدى المهام.
    Sana üç aylık kirayı bugün nakit verebilirim. Open Subtitles أستطيع إعطاؤك إيجار ثلاثة أشهر مقدماً ونقداً
    Karşılık verebilirim. Open Subtitles يمكننى إعطاؤك أحسن ما تعطيه لى
    Karşılık verebilirim. Open Subtitles يمكننى إعطاؤك أحسن ما تعطيه لى
    10,000 doların birazını sana verebilirim. Open Subtitles يمكنني إعطاؤك القليل من العشرة آلاف.
    - Onun adını da verebilirim. - Çok iyi olur. Open Subtitles يمكنني إعطاؤك اسمها
    İsimlerini size verebilirim. Open Subtitles يمكنني إعطاؤك أسماءهم
    Bundan başka da ayrıntı veremem. Kahve ister misin? Open Subtitles ولا أستطيع إعطاؤك أيّ تفاصيل أكثر من ذلك.
    Kusura bakmayın, veremem. Open Subtitles لا يمكننا إعطاؤك هذه المعلومات
    - Bir şikayetiniz olmadığı sürece ismini size veremem. - Bu, Professor Lambeau. Open Subtitles لا يمكننى إعطاؤك أسمه إلا إذا كان لديك شكوى - هذا هو الأستاذ لامبو -
    Mike, dinle. Sana iş veremem. Open Subtitles مايكل اسمع, لا يمكنني إعطاؤك عملاً
    - Aslında bu arabayı sana veremem. Bu... araba kiralık. Open Subtitles لا أستطيع حقاً إعطاؤك هذه السيّارة، إنّها...
    Eşyaları göndereceğiniz adresi vereyim. Open Subtitles هل يمكننى إعطاؤك العنوان الذى يجب أن ترسلهم عليه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more