Haydi ama, Bağımsızlık Bildirgesi'nin arkasında görünmez bir harita falan yok. | Open Subtitles | ليس هناك خريطة غير مرئية على ظهر إعلان الاستقلال. |
Bağımsızlık Bildirgesi'nin arkasında hazine haritası falan yok. | Open Subtitles | ليس هناك خريطة كنز على ظهر إعلان الاستقلال. |
Hareket halindeki bir minibüste, Bağımsızlık Bildirgesi üzerinde kimyasal testler yapamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكن أن تنوي بجد إجراء فحوص كيميائية على إعلان الاستقلال في خلفية سيارة نقل متحركة. لدينا جو غرفة نظيفة مجهز. |
Sorduğun için sağol. Hiç iyi değilim. O adamlar Bağımsızlık Bildirgesini aldılar! | Open Subtitles | أنا لست بخير، قد أخذ هؤلاء الرجال إعلان الاستقلال. |
- Birkaç gün önce, birinin Bağımsızlık Bildirgesini çalacağına dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | أن شخصاً كان سيسرق إعلان الاستقلال. |
Para ödemeden, Bağımsızlık Bildirgesi'nin bir kopyasıyla çıkmaya çalışmış. | Open Subtitles | حاول سرقة نسخة من إعلان الاستقلال دون أن يدفع. |
Bağımsızlık Bildirgesi'ni çalmaya karar vermek iki saniyeni aldı. | Open Subtitles | لقد استغرقك دقيقتين لتقرر سرقة إعلان الاستقلال. |
Bağımsızlık Bildirgesi pazarlık malı değildir. | Open Subtitles | إعلان الاستقلال ليس ورقة مساومة. ليس لي. |
Bağımsızlık Bildirgesi, benim nezdimde, ...Amerikan yazınının en büyük yegane eseridir. | Open Subtitles | إعلان الاستقلال بالنسبة لي إحدى أعظم المخطوطات الأمريكية. |
Kıtasal Kongrenin hemfikir oyuyla Bağımsızlık Bildirgesi geçiyor. | Open Subtitles | بإجماع الاصوات فى الكونجريس إعلان الاستقلال يمر |
Biri Bağımsızlık Bildirgesi'ni çalacak. | Open Subtitles | شخص ما سوف يسرق إعلان الاستقلال. |
Thomas Jefferson ve John Adams Bağımsızlık Bildirgesi'ni imzaladıktan tam 50 yıl sonra aynı gün ölmüşlerdir. | Open Subtitles | توماس جيفرســـــون وجون آدامز توفيّا في غضون ساعات من بعضهما البعض بالضبط خمسون عاماً حتى اليوم من تاريخ توقيع إعلان الاستقلال. |
Yeni dünyayı keşişler yaratıyor. Ve ardından Bağımsızlık Bildirgesi geliyor. | Open Subtitles | "يصل المهاجرون إلى العالم الجديد" ثم "إعلان الاستقلال". |
Yeni dünyayı keşişler yaratıyor. Ve ardından Bağımsızlık Bildirgesi geliyor. | Open Subtitles | "يصل المهاجرون إلى العالم الجديد" ثم "إعلان الاستقلال". |
Bu, Bağımsızlık Bildirgesi'nde yazıyor. | TED | هذا مكتوب في إعلان الاستقلال |
Charles Carroll, Bağımsızlık Bildirgesi'ni imzalayanlardan hayatta kalan son kişiydi. | Open Subtitles | (تشارلز كارول) كان آخر من بقي من الموقعين على إعلان الاستقلال. |
Bağımsızlık Bildirgesi. | Open Subtitles | إعلان الاستقلال. |
Bay Brown, Bağımsızlık Bildirgesi'nin arkasını bizzat gördüm ve sizi temin ederim ki, orada sadece bir kayıt vardı... | Open Subtitles | سيّد (براون)، لقد رأيت ظهر إعلان الاستقلال شخصياً، وأعدك، الشيء الوحيد هناك هو معادلة تقول: |
Ben sadece Bağımsızlık Bildirgesini görmek istemiştim. | Open Subtitles | لقد أردتُ رؤية إعلان الاستقلال. |
Bağımsızlık Bildirgesini çalmana müsaade etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تسرق إعلان الاستقلال. |
Hayır, Ian'ı kasettim. Bağımsızlık Bildirgesini çalacak, Ben. | Open Subtitles | أقصد بالنسبة لـ(إيان)، إنه سيسرق إعلان الاستقلال يا (بن). |