"إغراق" - Translation from Arabic to Turkish

    • boğmaya
        
    • boğmak
        
    • batırmaya
        
    • batırmak
        
    • boğmayı
        
    • batırması
        
    • batırıldı
        
    • batırarak
        
    • batıracak
        
    • batıracağız
        
    • batırılması
        
    • batırmalıyız
        
    Emily Gray, bir çocuğu gölde boğmaya kalkıştığında tüm Toronto dehşete düşmüştü Open Subtitles قررت إغراق جارها الصغير فى البحيرة العام الماضى كل المدينة أصيبت بصدمة
    Nehirde kendini boğmaya çalışmadığın zamanlarda ne yapıyorsun? Open Subtitles إذن ماذا تعمل حين لا تحاول إغراق نفسك في النهر؟
    Yani Emily Gray oyunu oynadıktan sonra çocuğu boğmak istedi Open Subtitles إميلى جراى حاولت إغراق الولد بعد أن لعبت اللعبة
    Alman denizaltıları Atlantikte Müttefik gemilerini batırmaya devam ediyordu. Open Subtitles إستمرّت الغواصات الألمانيا فى إغراق سفن الحلفاء في الأطلنطي
    Bütün gücünle bu gemiyi batırmak için her şeyi yapıyorsun. Open Subtitles إنك تحاول بجميع الوسائل التي تملكها من أجل إغراق السفينة
    Jenny hakkında olanları duyduğunda, krize girecek ve burnumu kıracak yada kendi kendini boğmayı deneyecek. Open Subtitles سيصاب بالهيستريا ويكسر أنفى أو سيحاول إغراق نفسه.
    Yani bunun için benimde mi kendimi küvette boğmaya çalışmam gerekiyor? Open Subtitles هل هذا يعنى أنه على إغراق نفسي فى حوض الإستحمام لأحصل على ذلك ؟
    (Daniel) Bir baba kızının kendini boğmaya çalıştığını bilmelidir. Open Subtitles يجب ان يعرف الأب أن ابنته تحاول إغراق نفسها
    İkizleri boğmaya çalıştığını gördüm. Her şeyi itiraf etti. Open Subtitles لقد حاول إغراق التوأم ، لكن أعترف بكل شيء.
    En iyi arkadaşını boğmak isteyen bir adama yüz vermez. Open Subtitles لن تقع في غرام أبله حاول إغراق أعزّ أصدقائها.
    Doğum sonrası psikozundan dolayı çocuğu boğmak istemiş olabilir. Open Subtitles الاختلال العقلي بعد الولادة يجعلها تريد إغراق والدها
    Bu kolaymış. Birisini boğmak gibi. Tamam. Open Subtitles هذا سهل وكأنني أحاول إغراق شخص حسناً، يمكنك تركها أعتقد أننا وصلنا لبر الأمان
    Chaplin Colorado'yu batırmaya çalışanın aslında Illinois olduğunu söylemişti. Open Subtitles لقد قال شابلن بانهم كان الانويس هم من قاموا بحاولة إغراق الغواصة
    Kendini de bebeğiyle beraber batırmaya çalıştı. Open Subtitles حاولت إغراق الطفل الرضيع ونفسها معه.
    Gerçek fikrimi soracak olursanız yapılacak en iyi şey adayı denizin dibine batırmak olacaktır. Open Subtitles لو تريد رأيي الصادق أيها اللواء، فأفضل ما يمكننا فعله، هو إغراق الجزيرة إلى أعماق البحر
    Akrabalarını sert kokteyller içinde boğmayı düşünenler için güvenli bir yer yapmak istiyorum. Open Subtitles أحب جعل هذا المكان منطقة آمنة لأولئك الذين يوشكون على إغراق أقاربهم بمخفوق البيض.
    En kolay yolu meleğin gidip gemiyi batırması. Open Subtitles أوتعلم، الطريقة الأسهل هي أن نُجبر ذاك الكائن السامي على إعادة إغراق السفينة
    Amerikan savaş gemileri batırıldı ve uçakları düşürüldü Open Subtitles تم إغراق سفن أمريكية تم تدمير طائرات أمريكية
    Liman giriş kapısının dışında bir gemiyi batırarak, hayali kurbanlar için cenaze törenleri düzenlenmesi. Open Subtitles سابعا, إغراق سفينة خارج مدخل الخليج والخروج بجنائز لضحايا وهميين
    Sence fener bütün kampı batıracak kadar güçlü müdür? Open Subtitles هل الفانوس قوي بحيث يمكنه إغراق المخيم بأكمله؟ أعرف هذه النظرة ، إحساس بالخطر؟
    Çin uçak gemisi Shenyang'ı batıracağız. Open Subtitles مطلوب منّا إغراق حاملة الطائرات الصينية (شينيانغ).
    Hazırlanmış bir savaş bahanesiydi, tıpkı Lusitania'nın batırılması, ya da Pearl Harbor ve Tonkim Körfezi olaylarının provoke edilmesi gibi. Open Subtitles لقد كانت حربا ً مختلقة لا تختلف عن كذب حادثة إغراق ال"لوزيتانا"ّ و إستفزاز بيرل هاربور و خليج تنكين
    - Bunu için gemiyi batırmalıyız. Open Subtitles لذلك - السفينة إغراق علينا ولكن المركزى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more