Fakat doğal kaynaklar ödünç alınamadığından, sermayemizden yiyiyoruz, veya geleceğimizden çalıyoruz diyebiliriz. | TED | لكن بالطبع، لا يمكنك إقتراض الموارد الطبيعية، وبالتالي فنحن نحرق رأسمالنا استهلاكا، أو نسرق من المستقبل. |
Bu sadece bir amatörün büyük stüdyolardan ödünç alması değil bazen büyük stüdyolar ödüncü geri alıyorlar. | TED | لأنها ليست مجرد إقتراض هواة من الأستديوهات الكبيرة، لكنه شئ يقترضه الأستديوهات الكبيرة منهم. |
ödünç sandalye alamazsın! Sadece solumda duran kaldı ve oturmam için bana lâzım! | Open Subtitles | لا يمكنك إقتراض المزيد من المقاعد لم يبق هنا إلا مقعد واحد |
Eğer bir köprü ya da yol yapmak için borç almak isterseniz bu oldukça kolay ve dolambaçsız ama eğitim için değil. | TED | لو أردت إقتراض المال لبناء جسر أو طريق، فذلك سهل للغاية ومباشر، ولكنه ليس كذلك بالنسبة للتعليم. |
Senden 70.000 mark borç istiyorum. Bir hafta sonra 100.000 getireceğim. | Open Subtitles | أريـد إقتراض 70 ألف، وخــلال إسبوع ساعيدهم إليك 100 ألف |
Çünkü savaş ülkeyi, Federal Rezerv Bankası'ndan daha çok faizli borç almaya zorlar. | Open Subtitles | لأنها تجير البلاد على إقتراض مالٍ أكثر من المصرف الإحتياطي الفدرالي بفائدة |
Şimdi, ya burada sözü geçen suçların yedi veya sekizini kabul ederek masraflarınızın azalmasını sağlarsınız ya da makul faizli kredi imkânlarından yararlanabilirsiniz. | Open Subtitles | و الآن يمكنك أن تعترف بذنبك في سبعة أو ثمانية جرائم و هذا سيساعد في تقليل التكاليف لتناسب قدراتك أو يمكن إقتراض بعض المال من أجل التفاوض |
Selam Patron, arabanı ödünç alabilir miyim? Ha ha, çok komik. | Open Subtitles | أيّتها الرئيسة هل أستطيع إقتراض السيارة؟ |
Sanırım yaşam gücünün birazını ödünç almak istiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنّه يريد إقتراض بعض من قوة الحياة الخاصة بكِ. |
Ruhunu kısa bir süreliğine ödünç almam gerekiyor, evlat. | Open Subtitles | أنا أحتاج إلي إقتراض روحك قليلً، يا فتى. |
Parayı ödünç alabilir, ardından tanka gider ve parayı ödersin. | Open Subtitles | يمكنك إقتراض المال بعدها تذهب لرحلة العمل لتعيد سدها. |
Dostum, biraz para lazım. ödünç verir misin? | Open Subtitles | يا رفيق، أحتاج إلى بعض النقود أيمكننى إقتراض بعض،... |
Atını ödünç almam lazım memur bey. | Open Subtitles | أيها الضابط، أريد إقتراض حصانك |
Belki hardal ödünç almak istemişlerdir. | Open Subtitles | ربما أرادوا إقتراض بعضاً من الخردل |
Annem, kıyafetlerimi ödünç almaya başladı. | Open Subtitles | بدأت أمي فى إقتراض ملابسي |
Geçen hafta müvekkilimden 25.000 dolar borç istedi. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي ، طلب من موكّلتي إقتراض 25 ألف دولارٍ |
Hey zengin kız, 5 dolar borç verir misin? | Open Subtitles | مرحباً أيّتها الفتاة الغنيّة، أأستطيع إقتراض خمسة دولارات؟ |
İlginç hobiler; alkol, kumar kötü insanlardan alınan borç paralar. | Open Subtitles | هوايات مثيرة للإهتمام شرب الخمر , المقامرة إقتراض المال من أناس بغيضين |
Ev almak için ondan borç para istememeliydim hiç. | Open Subtitles | لم يكن علي أن أطلبه أبداً إقتراض المال لشراء المنزل |
Hazır bunları almışken biraz da borç para alabilir miyim? | Open Subtitles | بما أنني إقترضتٌ هذهِ الأشياء هل بمقوري إقتراض بعض المال ايضاً؟ |
Gırtlağımıza kadar borca battık, kredi üstüne kredi alıyoruz. | Open Subtitles | ونحـن رهنا كل شـيء إقتراض مقابـل إقتراض |