Benden 4.000 Liret borç istemişti, ama ben 1 sent bile vermedim. | Open Subtitles | لقد طلب مني إقراضه 4.000 ليرة ولكني لم أعطه قرشاً واحداً تصرف جيد |
Bir ay, kiradan ona düşen pay olan 240 doları, ona borç vermemi istedi. | Open Subtitles | وذات شهر، سألني إقراضه حصته من الإيجار، 240 دولار |
Balayı için... 500 dolar kadar borç istedi benden. | Open Subtitles | ليقضي شهر العسل سألني إذا أمكنني إقراضه 500 دولار |
Bir sürü borç para verdim. Blok, borç alacak adamlarla doluydu. | Open Subtitles | فقد أقرضتُ الكثيرين المال كنتُ أُقرض كل من أستطيع إقراضه |
Herkes gibi ben de birkaç basit sorudan sonra, borç vermeyi kabul ettim, yalnız bir şartım vardı: Ailedeki bir finans uzmanı olarak, olan biteni iyice anlamak için kardeşim ve eşiyle görüşmek istedim. | TED | وبعد بعض الأسئلة الأساسية التي نطرحها جميعًا، وافقت إقراضه المال، ولكن بشرط واحد: وبما أنني الخبيرة المالية في العائلة، أردت أن أقابله هو وزوجته لمعرفة ما يحدث بالفعل. |
- Belki eşin borç verebilir. | Open Subtitles | -ربما بوسع زوجتك إقراضه لك |