"إلهاء" - Translation from Arabic to Turkish

• dikkat dağıtıcı
• dikkat dağıtmak
• oyalama
• şaşırtmaca
• dikkat dağıtma
• oyalanma
• dağıtan
• dağıtır
• dağıtmam
• dağıtmaya
• şaşırtmacaydı
• şaşırtmacaymış
• dağıtmayı
• dikkatini
• dağıtıyor

Son altı yıldır, hiçbir şey seni hayat yolundaki birçok yanlış sapmalardan kurtarmak kadar güzel bir dikkat dağıtıcı olamadı...
في الأعوام الستة الماضية لم يوجد إلهاء أفضل من إنقاذك من التوجهات الخاطئة المختلفة على طريق الحياة

Mako, Bolin ve ben dikkat dağıtmak ve savunmanın bir kısmını dağıtmak için uçağı kullanabiliriz.
ماكو , بولين , وأنا يمكننا أستخدام الطائرة لصنع إلهاء وتشتيت بعض الدفاعات

Bir çeşit oyalama tekneyi almamıza yardımcı olabilir.
أي إلهاء قد يساعدنا في الاستيلاء على تلك السفينة

Eee, ihtiyacımız olan şey, bir şaşırtmaca.
حسنا, كل ما يحتاجونه هو وسيلة إلهاء.

Bence satın almış olamaz. Bu bir dikkat dağıtma. Burada.
أظن أنه لم يقم بشرائها هذا إلهاء ، أنه هنا

Evet beyler, burası oyalanma girdabı.
حسناً يارجال هذا المكان عبارة عن دوامة إلهاء

Ölü sezondan önceki son dikkat dağıtıcı olay, ve... hayatım yeniden başlayacak.
هذا آخر إلهاء قبيل انتهاء الموسم وستبدأ حياتي مجددًا

Komitedeki varlığın bayağı bir dikkat dağıtıcı ve rol çalıcı.
وجودك في اللجنة سيكون عالي ... إلهاء ، مشهد جانبي

dikkat dağıtıcı bir şey gerek, beklemedikleri bir şey.
نحن في حاجة إلى إلهاء شيء ما لن يتوقعوه

dikkat dağıtmak için oldukça fazla sıkıntı değil mi bu sence de?
يا له عناء كبير لصنع إلهاء كهذا، ألا تعتقد ذلك؟

- Basın konferansı nasıl geçti? - Anlaşılan dikkat dağıtmak için yapılmış.
حسناً, من الواضح أنه كان إلهاء

dikkat dağıtmak için alarmı tetiklemiş, sonra gardiyanların soyunma odasına saklanmış.
شغّل جهاز الإنذار لإحداث عمليّة إلهاء -وإختبأ بعدها بغرفة خزائن الحرّاس -آخر مكان قد يبحثون فيه

Başka bir ev temizliği bazı tatlı kulis rekabetleri devrilmek üzere olan çam için kurban üretilen oyalama.
عملية تنظيف أخــــــــرى للدار نزاعات تافهة وراء الكواليس إلهاء يُفضي إلى كبش فداء لعمل غير مُتقن على وشك الانفجار.

Sorun değil. Bu toplantı gereksiz bir oyalama.
الأمر على ما يرام هذا الإجتماع مجرد إلهاء غير ضروري

- Askerlerle kaynıyor olacak. - Şey, o zaman bir şaşırtmaca yapmamız lazım.
ستكون ملئى بالجنود - حسنا ، من ثم فنحن نحتاج إلى عملية إلهاء -

Bir şeye bulaştı, evet. İçgüdülerim başka bir dikkat dağıtma diyor.
بخُضامٍ ما، أجل، إحساسي يُملي عليّ أنه إلهاء آخر.

Onun haricinde her şey sadece oyalanma.
وكل شئ أخر هو مجرد إلهاء , حقا

Dikkatleri dağıtan biri olmadan tek başıma yapamam.
لأن آلات التصوير توجد في كل مكان، لا أستطيع فعل هذا بنفسي بلا مصدر إلهاء.

O çocuk dışarıda bir yerde, ve bu medyum mevzuları dikkati dağıtır.
هذا الفتى في الخارج بمكان ما، وأمور الوسيط الروحاني مُجرّد إلهاء.

Uykunda bile hackleyebilirsin. dikkatini dağıtmam çok zor. Biliyorsun, şu San Pedro'daki adamla ilgili makaleyi okudum hani Güney California'daki en büyük iki alüminyum folyo topunun sahibi olan.
يمكنك الإختراق وأنت نائم أنا بالكاد إلهاء أتعلم،قرأت هذه المقالة عن هذا الرجل في سان بيدرو

Gemileri meta bombasını durduramayalım diye dikkatimizi dağıtmaya gönderdiler.
لأن السفن كانت إلهاء لمنعنا من إيقاف القنبلة المتطورة.

HKM'deki bomba tehdidi birileri virüsü çalabilsin diye bir şaşırtmacaydı.
التهديد بوجود قنبلة بمركز الصحة العامة كان مجرد إلهاء لكي يتمكن شخص ما من سرقة الفيرس

Patlama, yüzünün görünmemesi için bir şaşırtmacaymış.
كان الإنفجار مجرد إلهاء حتى لا تستطيع التعرف عليه

Fakat kafanı böylesine saçma şeylerle dağıtmayı artık kesmen gerekiyor.
لكن يتحتّم أن تبارح إلهاء نفسك بهذه التصرّفات السخيفة وتقوم بفعل ما

Yapmam gereken şey insanların dikkatini gerçekte var olanlardan uzaklaştırmak.
ما أريد فعله هو إلهاء الناس عن ما يحدث حقاً.

- Bu kadın senin dikkatini mi dağıtıyor?
هل هذه المرأة تعد إلهاء بالنسبة لك؟ ماذا؟