Gördüğünüz bu ilk çalışmam tam 12 yıl ayrı kaldıktan sonra İran'a döndüğüm zamana ait. | TED | أول واحدة تراها أمامك هو في الواقع عندما عدت إلى إيران أول مرة بعد انفصال دام لـ 12 سنة جيدة. |
Şu anda tüm dünyada bu faaliyeti sürdürüyoruz İrlanda'dan, İran'a, Türkiye'ye ve heryere ulaşıp, dünyayı değiştirebileceğimizi düşünüyoruz. | TED | نحن نقوم بذلك في كل أنحاء العالم الآن، من إيرلندا إلى إيران وتركيا، نحن نرى أنفسنا نذهب إلى كل مكان لتغيير العالم. |
Mısır'daki tüm başarıların, ve müslümanlıkla ilgili bilgilerin nedeniyle, seni Iran'a gönderiyorum. | Open Subtitles | بالنظر إلى نجاحك الكبير في مصر، ثقافك حول الحضارة الإسلامية، سأرسلك إلى إيران. |
Ben Charles Bronson'u. Belki bir gün İran'a gideriz. | Open Subtitles | أنا أفضل تشارلز برونسون لربما نذهب يوماً ما إلى إيران |
Benim Charles Bronson. Belki bir gün İran'a gideriz. | Open Subtitles | أنا أفضل تشارلز برونسون لربما نذهب يوماً ما إلى إيران |
O nedenle para kazanmak için CIA, kendi silahlarını İran'a sattı. | Open Subtitles | لذلك, قررت وكالة الاستخبارات المركزية أن تبيع أسلحة إلى إيران |
Dayanıklı ve dirençliydiniz ve İran'a uranyum satışını durdurdunuz. | Open Subtitles | و تمكنتُ من ايقاف بيع اليورانيوم إلى إيران |
Kısa zamanda ondan kurtulamazsa mikrobotik aygıt İran'a doğru yol alacak. | Open Subtitles | إذا لم يتحدث قريباً ، سيكون الجهاز المتطور في طريقه إلى إيران |
Bizden İran'a uçup Yağdırıcıyı oradan almamızı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | كنت يريدون منا أن يطير إلى إيران وهذه صناع المطر تدمير. |
İran'a verilecek bir kaç kısa mesafe füze için bundan vazgeçmezler. | Open Subtitles | لن يخسروا أكثر من بضعة صواريخ صغيرة المدى إلى إيران |
Seni iran'a göndermek için evraklari hazirliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقوموا بتجهيز أوراقك لإعادتك إلى إيران |
İran'a uçakla mı gideceksin? | Open Subtitles | ستطير طوال هذه المسافة إلى إيران ؟ |
Önümüzdeki hafta İran'a gidiyorum. | Open Subtitles | سوف أرحل إلى إيران الأسبوع المقبل |
İran'a giden atom bombaları var. | Open Subtitles | لدينا رؤوس نووية تتوجة إلى إيران |
İster burada bırak, ister İran'a geri götür | Open Subtitles | اتركها هنا أو خذها معك إلى إيران |
Birleşik devletlerin Kontra gerillalarına ve İran'a silah sattığının ortaya çıkışıyla ilgili bir haber olacaktı. | Open Subtitles | هناك قصّة كبيرة أوشكت أن تنفجر... حول أسلحة البيع الأمريكية إلى إيران ورجال الكونترا. |
Eğer kaybedersek İran'a geri gönderileceğiz. | Open Subtitles | و إذا خسرنا سوف نعود إلى إيران |
Arkadaşım kısa süre içinde İran'a dönmeyecek olsa problem değil, dedim. | Open Subtitles | أخبرتها، أن صديقنا لم يرجع إلى "إيران" منذ مدة |
Kaçış hazırlığı içerisinde, İran'a doğru gidiyor, İran'a doğru gidiyor. | Open Subtitles | ،النوايا المتوقعة ."قد يكون متجهاً إلى "إيران |
İran'a alkol ve sigara mı kaçırıyorlarmış? | Open Subtitles | هم يهربون السجائر والكحــــول إلى إيران |