O ve ailesi çöl üzerinden Ürdün'e kaçmıştı ve son bir buçuk yıldır kampta yaşıyordu. | TED | هربت مع عائلتها عبر الصحراء لتصل إلى الأردن ولها الآن عام ونصف في ذلك المخيم |
Bavulunu hazırlayıp 5 çocuğunu kapıp Ürdün'e doğru yol aldığında, üç aylık hamileydi ve geleceğin ailesine ve kendisine neler sunacağından bihaberdi. | TED | كانت حاملاً في شهرها الثالث عندما حزمت حقيبتها، جمعت أطفالها الخمسة وذهبت إلى الأردن المجاورة، لا تدري ما يحمل المستقبل لها ولأسرتها. |
Suriye'den ayrılmalı ve Ürdün'e gitmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نغادر سوريا ونذهب إلى الأردن |
Ürdün'e gitmeliyiz. Yani, hemen. | Open Subtitles | علينا أن نذهب إلى الأردن بأقرب ما يمكن |
Ama Körfez Bürosuna, belki de sizin Ürdün'e gidebileceğinizi söylemiştim. | Open Subtitles | لكنني أبلغت شعبة الخليج أن... ... هل يمكن أن تذهب ربما إلى الأردن. |
Ürdün'e giden 2703 numaralı uçuş bu mu? | Open Subtitles | هل هذه هي الرحلة 2703 المتوجهة إلى "الأردن" ؟ |
Etiketleri değiştireceğiz. Sabah ilk iş Ürdün'e ...sokacağız. | Open Subtitles | ستنقل إلى الأردن في الصباح |
Yarın Ürdün'e geri dönüyorlar. | Open Subtitles | سيعودون إلى الأردن غدا |
Senden ayrılıp, Ürdün'e dönmek. | Open Subtitles | تركك والعودة إلى الأردن |
Şimdiden Ürdün'e girmek isteyen mülteciler var. | Open Subtitles | لدينا لاجئين يطالبون بالدخول إلى (الأردن) مسبقاً |
Ürdün'e gitmeye karar verdin. | Open Subtitles | انت قررت الذهاب إلى الأردن |
April'la beraber Ürdün'e gitmek için havaalanına gideceğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنّك ستكون في طريقك إلى المطار لتطير (إلى (الأردن) برفقة (ابريل |
Geçen Nisan'da meslektaşım kalkınma ekonomisti Paul Collier ile Ürdün'e seyahat ettim. Orada, uluslararası topluluk ve hükümet ile beraber beyin fırtınası yaptık. Konu Ürdün'ün ulusal kalkınma stratejisini desteklerken Suriye'ye iş götürmekti. | TED | في شهر أبريل الماضي، سافرت إلى الأردن مع زميلي ، برفقة اقتصادي التنمية بول كولير، وخطرت في بالنا فكرة بينما كنا هناك مع المجتمع الدولي والحكومة، فكرة لتقديم فرص العمل للسوريين من خلال دعم استراتيجية التنمية الوطنية الأردنية . |
Tekrar Ürdün'e gideceğinden emin olabilirsin. | Open Subtitles | ستعود إلى (الأردن) قبل أن تشعر. |
Farkına bile varmadan Ürdün'e dönmüş olacaksın. | Open Subtitles | ستعود إلى (الأردن) قبل أن تشعر. |
Bayan Lane Ürdün'e olan uçuşunuzu onaylamak için Dışişleri Bakanlığı'ndan yedi kez aradılar. | Open Subtitles | آنسة (لين)، سبع اتصالات من وزراة الخارجية... تأكيد رحلتك إلى (الأردن... |
Sınırı geçecek bir yol biliyorum. Seni Ürdün'e geçirebiliriz. | Open Subtitles | لديّ وسيلة لقطع الحدود ...(سوف نوصلك إلى (الأردن |
... Ürdün'e geçme iznimiz var! | Open Subtitles | أوراق... - للذهاب إلى الأردن. |