"إلى البار" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bara
        
    Bunun yerine yakındaki bir Bara gider ve oradaki taraftarlarla birlikte tezahürat yapardınız. TED وبدلا من ذلك تذهب إلى البار المحلي. وتشجع مع جماهير تلك الرياضة هناك.
    Biz bunu tartışırken, bir içki daha söylemek için Bara gittim. Open Subtitles وبينما كانا يتجادلان بشأن ذلك ذهبت إلى البار لأحضر شراباً آخر
    Neden Bara geçip, bu konuyu konuşmuyoruz? Open Subtitles يمكننا أن نذهب إلى البار عزيزي، لماذا لا نذهب إلى البار حيث يمكن أن نتحدث عن هذا؟
    Adamın biri Bara girip on tek votka ısmarlamış. Open Subtitles دخل رجل إلى البار وطلب عشرة أكواب من البراندي
    Bara geldiğinde yüzük takmıyordu. Open Subtitles لايوجد حجر ، عندما أتت إلى البار لم تكن تضع خاتماً
    Cep telefonunu almak için Bara geri gittigini sanan frijit karisi limuzinde beklerken. Open Subtitles و تكوني قد عدت إلى البار مع رقمه الخليوي
    Tamam, Sackefendi! Bir tane daha. Bara geri dönmeliyiz. Open Subtitles حسنا يا ـ ساك ـ واحدة أخرى فقط أريد العودة إلى البار
    Herşey Robin in Bara gelip şöyle demesiyle başladı: Open Subtitles بدأ كل شيء عندما اتت روبن إلى البار و قالت .. ِ
    Sizi bulduğum o Bara tekrar gönderebilirim. Open Subtitles يمكنني أن أعيدك إلى البار الذي وجدتك فيه
    Fahişelik hakkında konuşuyorduk, sonra Barney onu aradı ve o da Bara geldi, şimdi de Ted ile birlikte yukarıdalar. Open Subtitles لقد كانت لنا محادثة عن العاهرات و عندها بارني اتصل بها و احضرها إلى البار و الآن هي و تيد فوق
    Bu yüzden dedim ki "Neden insanlar Bara kendi bardaklarını getiremiyorlar?" Open Subtitles لذا قلت "لم لا يستطيع الناس جلب كؤوسهم الخاصه إلى البار
    ...Bara götürelim; sonra ne yapacağımıza karar veririz. Open Subtitles ونأخذه إلى البار وبعد ذلك نفكر فيما سنفعله
    Onu direk arabadan çıkart ve Bara götür, Charlie. Open Subtitles لنخرجه فقط من السياره ونذهب به إلى البار
    Bara güzel bir hatunla gelip güzel hatunları götürmek gibi yani. Open Subtitles كإحضار إمرأة مثيرة إلى البار من أجل المساعدة في إنتقاء إمرأة مثيرة أخرى
    Bara gidip kafayı dağıtana kadar içeceğim. Open Subtitles سوف أذهب إلى البار و أشرب ما يكفي لقتل حصان
    Beni Bara götüreceğini sanmıştım. Open Subtitles .ظننتُ أن بوسعي أن آخذك إلى البار .دعني أصطحبك إلى ذلك المكان, أو سواه
    Seninle Bara gelip içmeni izlememi ister misin? Open Subtitles أتُريدنى أن آتي معكَ إلى البار وأُشاهِدك وأنت تشرب؟
    Bara geri dönmek zorunda değilsin, kendini kurtarabilirdin ama buradasın. Open Subtitles لست مجبراً للعودة إلى البار وتستطيع أنقاذ نفسك, ولكنك الآن في طريقك للعودة
    Bir adam Bara girer ve şöyle der "Bir Siyam ikiziyle çıkıyordum ama sıkıldım." Open Subtitles رجل دخل إلى البار وقال: لقد كنت أواعد توأماً سيامياً لفترة ثم شعرت بالملل
    Bara gelsene. İyi bir içkiyi hak ettin. Open Subtitles تعال إلى البار ، سوف تحظى بمشروب قوى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more