"إلى الجنوب" - Translation from Arabic to Turkish

    • güneye
        
    • güneyde
        
    • Güney'e
        
    • güneydeki
        
    • güneyindeki
        
    Kuzey kutbu güneye gider ya da tam tersi güney kutbu kuzeye gider. TED القطب المغناطيسي الشمالي ينقلب إلى الجنوب ، والقطب المغناطيسي الجنوبي إلى الشمال وبالعكس.
    - Bir at sürüsünü güneye götürüyoruz tepenin hemen ardında. Open Subtitles نحن نقود قطيع من الخيول إلى الجنوب بضبط فوق التل
    Önce güneye, sonra kuzeye, sonra tekrar güneye seyahat ettiler. Open Subtitles كانوا يرحلون إلى الجنوب وبعدهاإلىالشمال.. و ثم إلى الجنوب مُجدداً.
    Çok daha güneyde, bufalolar da kış tüylerini döküp baharda doğan buzağılarına bakmaktalar. Open Subtitles إلى الجنوب أكثر، يزيل الجاموس أيضاً معاطفهم الشتوية ويعتنو بعجولهم الربيعية.
    Kısa bir süre sonra sınır kasabası oluştu, burası, kuzeydekilerin sahip olmadığı her şeyi güneyde sunuyordu. Open Subtitles قريبا، المدينة الحدودية كانت ولدت تزويد كلّ شيء إلى الجنوب منّ جارهم إفى الشمال
    Güney'e giriş yaparken problem yaşamazsınız. Open Subtitles لذا لن تواجه أي مشاكل بإدخالها إلى الجنوب
    Bu nitratlar kendi maden ocaklarımızdan, sodyum, güneydeki mevduattan geliyor. Open Subtitles النترات تأتي من مناجمنا والملح الصخري من الرواسب إلى الجنوب
    Pekala, Arjantinli adamlarla Tampico Oteli'nin tam güneyindeki ıssız bir kumsalda buluşuyoruz. Open Subtitles حسناً سنتواعد مع الرجل الأرجنتيني هُنا على بقعة مُنعزلة من الشاطئ إلى الجنوب من فندق تامبيكو
    Eskiden babamla burada oturup kuşların kışı geçirmek için güneye göç edişlerini izlerdik. Open Subtitles والدي و أنا أعتدنا الجلوس و مشاهدة الطيور تطير إلى الجنوب في الشتاء
    Biz kardeşine de kralımız dedik. Sonra güneye sürüp krallığını kaybetti. Open Subtitles لقد عينّا أخيك ملكاً، ثم اتجه إلى الجنوب و فقد مملكته
    Şimdi, bunu gerçekten parkurda gözlemlemek istedik ve bunun için güneye Laguna Seca'ya gittik. TED الآن، نريد أن نرى إذا كان يمكننا في الواقع تسجيل هذا على المضمار، لذلك اتجهنا إلى الجنوب إلى لاغونا سيكا.
    En batıdan, en doğuya ve güneye büyük bir dayanışma sağduyusu gösterdiler. TED أظهروا قدراً عظيماً من القدرة على التماسك من أقصى الشرق إلى أقصى الغرب إلى الجنوب.
    Tubman, yeğenini, kardeşlerini, ebeveynlerini ve birçok insanı kurtarmak için 13 defa güneye döndü. TED عادت توبمان إلى الجنوب 13 مرة لتحرير ابنة أخيها، وأشقائها، والديها، وآخرون كُثر.
    1911 baharında, uzun kutup gecesini bekledikten sonra, iki ekip de güneye yolculuğuna başladı. TED في ربيع عام 1911، بعد الانتظار من انتهاء الليلة القطبية الطويلة، بدأ كلا الطرفين الرحلة إلى الجنوب
    Sonunda isyancı ordusu güneye yöneldi, özgür olmak için ellerindeki son fırsatı geri tepmişlerdi. TED في النهاية، تحول جيش الثوار إلى الجنوب متجهاً لما ستكون فرصته الأخيرة في الحرية.
    Söyler misin, güneyde denizin rengi nasıldı? Open Subtitles ما هو لون البحر ،متى سوف تذهب إلى الجنوب لسفرة العمل؟
    Meksika'nın başka kesimlerinde de yüksek ormanlara sahip başka bölgeler var, batıda ve güneyde. Open Subtitles هنالك مناطق أخرى بغاباتٍ شاهقة في أنحاءٍ عدّة من المكسيك، إلى الغرب من هنا، إلى الجنوب من هنا،
    Gitmekte olduğumuz güneyde bir tür sürekli alacakaranlık var. Open Subtitles والشفق أطول، ويطول كلما ابتعدنا إلى الجنوب
    Güney'e federal güçleri göndermek için hiçbir sebep göremiyorum. Open Subtitles لا أرى أي سبب مقنع كي أرسل قوات الإتحاد إلى الجنوب.
    Acaba Başkan Raiko'yu birlikleri Güney'e yardıma göndermesi için ikna edebilecek mi? Open Subtitles لكن هل ستكون قادرة على أقناع الرئيس رايكو لأرسال قوات إلى الجنوب ؟
    Eyaletin ve ülkenin kuzey sınırı Nepal'den ya da hemen güneydeki eyalet Jharkhand'tan gelmiş olabilir. TED يمكن أن تأتي من نيبال، شمالاً عبر الحدود، أو من جهاركهاند إلى الجنوب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more