"إلى السماء" - Translation from Arabic to Turkish

    • gökyüzüne
        
    • cennete
        
    • Cennet'e
        
    • göğe doğru
        
    • havaya
        
    • gökyüzünü
        
    • gökyüzünün
        
    gökyüzüne doğru yükseliyor ve bugün yaşadığımız felaketlere yol açıyor. TED يتصاعد بعدها إلى السماء ويساهم في الكوارث التي نشهدها الآن.
    Ateş çukurunun üstünden bir jaguar atladı, ancak Tecciztecatl'ı gökyüzüne taşıyamadı. TED قفز فهد فوق النار، لكنه فشل في حمل تيكسيستاكات إلى السماء.
    Üzerine adının kazındığı, gökyüzüne doğru uzanan bir anıt istiyor... Open Subtitles إنه يُريد نصب تذكاري يصل إلى السماء ومدون عليه اسمه.
    Ya da cennete dönersin, Seraphim'e katılırsın,.. ... Sonsuza kadar emirleri yerine getirirsin. Open Subtitles أو يمكنك الرجوع إلى السماء لتصبح من حملة العرش وتقضي خلودك تتلقَّى الأوامر
    O yüzden Cehennem yerine Cennet'e geldin. Open Subtitles وهذا هو ما جعلك تأتى إلى السماء بدلا من الجحيم
    Acele eden fırıncının karısı göğe doğru yükselen ikinci fasulye sırığını fark etmedi. Open Subtitles وعلى عجالة منها لم تلحظ زوجة الخباز ساق الفاصولياء الثانية تصعد إلى السماء
    Bizler gökyüzüne bakar ve yıldızlar arasında yerimize hayret ederdik. Open Subtitles إننا أعتدنا النظر إلى السماء ونندهش، عن مكاننا بين النجوم.
    Ve, demek istediğim burada gördüğünüz şey çok muhteşem -- ne kadar ışık gökyüzüne gidiyor ve yeryüzüne dönmüyor. TED أترون .. أعني انه مذهل تماماً .. ماترونه هنا أترون كيف يذهب الكثير من الضوء إلى السماء ولايصل أبدا إلى الأرض.
    Ama hala gökyüzüne bakıp tahmin yürütebiliriz. TED لكن إن أردنا النظر إلى السماء ورؤية التنبؤات، لا يزال بإمكاننا ذلك.
    Dürüst olmak gerekirse, gökyüzüne gerçekten bakmak bir yana, birbirimize bile yeterince bakma zahmetine girmiyoruz. TED وحقيقة، نحن لا نكلف أنفسنا حتى بالنظر إلى بعضنا البعض، فدعكم من النظر إلى السماء.
    Sonuç olarak, gök bilimci meslektaşlarımın çoğu, gençliklerinin en azından yarısını, arka bahçede gökyüzüne bakarak geçirdiler. TED ولذلك، فإن معظم زملائي من علماء الفلك أمضوا جزءًا من شبابهم وهم ينظرون إلى السماء في الفناء الخلفي،
    Yani bu havuz gökyüzünün yere geri gönderdiğinden daha fazla ısıyı gökyüzüne gönderiyor. TED لذا يمكن أن تبعث بركة الماء تلك المزيد من الحرارة إلى السماء ثم تعيد السماء إرسالها إليها.
    Eğer yukarıya bakıp dikkatinizi gökyüzüne verirseniz onları er yada geç görürsünüz. Bu kadar dramatik olmasa da onları görürsünüz. TED إذا نظرت لأعلى وانتبهت إلى السماء ستشاهدها عاجلاً أم آجلاً، ربما هي ليست مثيرة مثل تلك، ولكنك ستراها.
    gökyüzüne sürekli roketler gönderiliyordu, uzaya, yukari. TED كانت هنالك دائمـًا صواريخ تنطلق إلى السماء مخترقتــًا أعالي الفضاء.
    Normalde, gökyüzüne bakarsın nereyi gösterdiğini, nerede olduğunu bilirsin. TED عادة، تنظر إلى السماء فتدرك إلى أين تشير وأين أنت،
    Sana söyledim. cennete gidenler... geri gelmez. Open Subtitles لقد أخبرتك أن من يصعدون إلى السماء لا يعودوا
    Seni cennete gönderir. Kafanı yumuşacık yapar. Open Subtitles يرسلك مباشرة إلى السماء يصنع غيمة تبدو ناعمة
    Pişman olduğunu söylersen İsa seni Cennet'e alıyormuş. Open Subtitles تقول بأنك آسف والسيد المسيح سَيَتْركُك إلى السماء
    Tövbe edip Cennet'e dönme şansını beklemeye başladı. Open Subtitles تابوا وأنتظروا الفرصة لكي يعودوا إلى السماء.
    Muazzam, boş iskeletleri hüzünle göğe doğru iç çekiyor. Open Subtitles عظامهم ، هياكل عظمية متروكة. تنهد بحزن إلى السماء.
    Ne yani, o kendi iradesi dışında mı havaya doğru çekildi? Open Subtitles ماذا إذن؟ كما لو جُرّ هذا الرجل إلى السماء ضد إرادته؟
    Ağırlık çalışmak için kulübeden dışarı çıktığımda, avlunun ortasında durup gökyüzünü seyrettiğini fark ettiğim yaşlı bir beyefendi gördüm. TED كُنت خارجًا للتو من صالة الألعاب الرياضية لمحت رجلا مسنا محترما كنت أعرفه يقف في وسط الفناء كان ينظر إلى السماء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more