Her iki Cumartesi'de bir, bu valizleri aşağıya evladının arabasına taşıyor, ve her iki Cumartesi'de bir, tekrar geriye Yukarı çıkartıp, açıyor. | Open Subtitles | كل ثانٍ سبت يحمل تلك الحقائب وصولاً إلى سيارة ابنه، وفي كل ثانِ سبت يحملهم عائداً إلى الطابق العلوي مرةً أخرى ويفرغهم. |
Franco, Fritz, cesedi Yukarı çıkarın... ..ve göz önünden kaldırın. | Open Subtitles | فرانكُو فريز خذُ الجثة إلى الطابق العلوي وبعيداً عن الأنظار |
Geri Yukarı çıkarmam lazım bunu. Evet, sen de koç. | Open Subtitles | يجب علي آرجاعه إلى الطابق العلوي وأنتِ أيضاً أيتها المدربة. |
Bunun için üzüldüm ama babamın telefonu üst katta ve üst kata çıkıp o telefonu açmak için önümde birkaç hafta daha var. | Open Subtitles | أنا آسفه هاتف والدي في الطابق العلوي سيكون هناك بضعة أسابيع أخرى قبل أن أتمكن من المشي إلى الطابق العلوي للرد على ذلك |
Şimdi, gazeteyle işin bittiğinde, üst kata çık ve küvetimi ovala! | Open Subtitles | والآن عندما تفرغ من قراءة جريدتك إصعد إلى الطابق العلوي ونظف حوض الاستحمام |
Bu arada bir dakikalığına üst kata gidiyoruz. | Open Subtitles | في هذه الأثناء سنصعد إلى الطابق العلوي لنرى |
yukarıya kadar yürüyerek çıktığını söyleyen bir özel hemşiresi vardı. | Open Subtitles | لقد كان لديه ممرضة خاصة قالت أنه سار حتى يذهب إلى الطابق العلوي |
Adam Yukarı çıkıyor ve ölüyor mu? | Open Subtitles | الرجل يذهب إلى الطابق العلوي و يموت هكذا فحسب ؟ |
Yukarı ilk sen çıktın. Kimseyi görmedin mi? | Open Subtitles | جِئتَ إلى الطابق العلوي أولاً ألم تشاهدي أي أحد؟ |
Sen de Yukarı koş ve banyodan sargı bezi getir. | Open Subtitles | لماذا لا تسرعين إلى الطابق العلوي و تأتي ببعض الضمادات من الحمام ؟ |
Yukarı senle çıkmamı ve güvende olmanı sağlamamı istemediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكّدة أنك لا تريدينني أن أقلك إلى الطابق العلوي وأتأكّد بأنّك آمنة؟ |
Yukarı gelip her şey yolunda mı diye kontrol edeyim mi? | Open Subtitles | هل أنت متأكّدة أنك لا تريدينني أن أقلك إلى الطابق العلوي وأتأكّد بأنّك آمنة؟ |
Merdivenlerden Yukarı, köpeğinin ardından koşuyordu, köpeğin tasma kayışından kurtulamadı, dengesini kaybetti ve merdivenleden aşağı yuvarlandı. | Open Subtitles | لقد كانت تجري خلف كلبها, تبعته إلى الطابق العلوي, ثم تعثرت بالحبل, فقدت توازنها وسقطت من أعلى الدرج |
Tam bu noktada, annesinin tekmelemesini için bekliyoruz ki üst kata çıkabilelim. | Open Subtitles | في هذه اللحظة ننتظر أن تتوفى والدته حتى نستطيع الإنتقال إلى الطابق العلوي |
Pekâlâ. Baba, üst kata çıkıyoruz. | Open Subtitles | حسناً, نحن سنصعد إلى الطابق العلوي, يا أبي |
Baba, üst kata çıkıyoruz. Başka bir ihtiyacın var mı? | Open Subtitles | حسناً, نحن سنصعد إلى الطابق العلوي, يا أبي |
Neden üst kata çıkmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهب إلى الطابق العلوي من المنزل؟ |
Neden üst kata çıkmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تذهب إلى الطابق العلوي من المنزل؟ |
Elinde kutu bulunan şüpheli en üst kata çıktı. | Open Subtitles | المشتبه به مع العبوة توجه إلى الطابق العلوي |
Bütün odaları arayın! yukarıya da bakın! Evin her yerini arayın! | Open Subtitles | فتشوا كل الغرف , أنتما الإثنان إلى الطابق العلوي |
Yıkanmak için yukarıya çıkıyoruz, tamam mı? | Open Subtitles | نحن لا نقول للخبط خبط النكات في الوقت الراهن، نحن نذهب إلى الطابق العلوي لحمامات لدينا. كل الحق؟ |
Ödülün, bana bu ağır kutuları yukarıya taşımamda yardım etmek. | Open Subtitles | و جائزتك هي أن تحمل معي الصناديق الثقيلة إلى الطابق العلوي |