"إلى المنزل و" - Translation from Arabic to Turkish

    • eve
        
    Tamam, Tüm yapmamız gereken kafatasını eve geri götürüp,onu gömmek Open Subtitles لذا يجب علينا أن نأخذ الجمجمة إلى المنزل و ندفنها
    Onu eve götürüp derisini yüzüp, etini dolaba koyacağız, tamam mı? Open Subtitles سنأخذها إلى المنزل و ننزع جلدها ثم نحتفظ بلحمها , اتفقنا؟
    Sanırım şimdi eve koşturacağım ve hayali erkek arkadaşımın yanına kıvrılacağım. Open Subtitles أظن بأنه سوف أعود إلى المنزل و أعود إلى صديقي الخيالي
    Sonra eve yeni bir bebek geldi ve sen buna dayanamadım. Open Subtitles و بعدها جلب الطفل الجديد إلى المنزل و لم تتحمّل ذلك
    Sonra lanet annem aradı ve eve dönüp sana göz kulak olmamı söyledi. Open Subtitles ثم اتصلت أمّي و قالت بأن أعود إلى المنزل و أُبْقِي عيني عليك
    Bir gün, eve geldim ve manevi annem akşam yemeği için tavuk kanadı kızartmıştı. TED ولكن في يوم ما، عدت إلى المنزل و أمي بالتبني أعدت أجنحة الدجاج للعشاء
    Topladığım dalları elimde zar zor tutarak otobüslerde ve metroda binbir güçlükle eve getirebilirdim. TED كنت أجلب الاغصان إلى المنزل و أشرع بركوب الحافلات ومترو الإنفاق، و بالكاد كنت أستطيع حمل تلك الاغصان
    9'a 11? Hadi canım! Meğer... eve gidin, hesabı yapın, 9'a 11 daha büyük bir fark. Onu alan daha fazla tasarruf yaptı. TED تبين ، عد إلى المنزل و قم بواجب الرياضيات ، من تسعة إلى 11 هو تغيير كبير. ذلك الشخص وفر جالونات أكثر.
    eve gidip küveti tam yağIı sütle doldur. Open Subtitles هل تعلم ماذا يجب عليك القيام به؟ عد إلى المنزل و قم بملء الحوض بالحليب
    Borcum ne kadarsa söyle. eve gidip, sana çek yazayım. Open Subtitles فقط أخبريني المبلغ الذي أدين به سوف أذهب إلى المنزل و احرر شيكا به حالا
    Haydi Büyükanne, eve gidip güreş seyredelim. Open Subtitles هيا يا جدتي، سوف نذهب إلى المنزل و نشاهد المصارعة
    Onu eve götür, bırak uyusun. Open Subtitles أوصلها إلى المنزل و دعها تنام حتى يضيع مفعول جرعة الكحول
    eve git ve şu aptal davranışları tersine çevir. Open Subtitles اذهبي إلى المنزل و أزيلي هذا السلوك السخيف
    Neden eve gidip, koca beyaz annene ağlamıyorsun? Open Subtitles لمــا لا تذهب إلى المنزل و تبكي عنـــد أمك الكبيرة البيضــاء ؟
    Kırmızı Başlıklı Kız eve gelir, ve kurtu büyükannesi gibi giyinmiş olarak bulur. Open Subtitles تأتي صاحبة الرّداء الأحمر إلى المنزل و ترى الذّئب مرتدياً ملابس جدتها
    eve gidip kardeşlerini kurtarmamız gerek, kendilerini yok etmeden önce. Open Subtitles لا يوجد هنا وقت . يجب علينا أن نعود إلى المنزل و ننقذ شقيقاتك قبل أن يدمّروا بعضهم
    Şimdi. eve git ve bir süre keyfine bak. Open Subtitles الآن ، إذهبي إلى المنزل و إبقي هناك لفترة
    Sadece eve gidip dinlenmek, bir yük çıkarmak. Open Subtitles أنت إذهبي إلى المنزل و إسترخي ، خذي إجازة
    Yemin ederim, bu olaydan sonra eve gidip kendi kafasına kızartma tavası ile vurduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أقسم أنها قد دخلت إلى المنزل و بدأت تضرب رأسها بالمقلاة
    Taze iseler eve götürürüm. Eti niye israf edeyim? Open Subtitles و إن وجدتها طازجة أخذها معى إلى المنزل و لما أهدر اللحم؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more