Air'in yanına otur da sana aletlerin tadının nasıl olduğunu anlatsın. | Open Subtitles | لماذا لا تجلس إلى جوار"إير"؟ ستحدثك أكثر عن مذاق قضيب الملائكة. |
Neredeyse hergün gelirdi, yatağımın yanına oturur ve bana dışarıdan haberleri anlatırdı. | Open Subtitles | كان يأتي تقريبا كل يوم، يجلس إلى جوار الفراش ويخبرني قصصًا من الخارج. |
Ve böylece tüm gece boyu hemen yanı başında uzandım canımın, canımın, hayatımın ve kadınımın yanına." | Open Subtitles | لذا فخلال طوفان الليل، فإنني أستلقي إلى جوار حبيبتي، حبيبتي حياتي وكبريائي". |
Yoksa Beyaz Cadı'nın yanında savaşanların senin halkın olduğunu unuttun mu? | Open Subtitles | هل نسيتَ أن شعبكم هم من قاتلوا إلى جوار الساحرة البيضاء؟ |
Horlayan şişman bir herifin yanında sıkışıp kaldı. | Open Subtitles | وعلق بجلوسه في الدرجة الاقتصادية إلى جوار رجل سمين يشخر رحلة سلسة |
Biz senin başka bir hasta çocuğun yanında durarak, iyileşemeyeceğini düşündük. | Open Subtitles | لم نعتقد أنك ستتحسن مستلقياً إلى جوار صبر مريض آخر |
Sallandırdığın adamın yanı sıra yağmacılardan kaçını öldürdünüz? | Open Subtitles | إلى جوار الرجل الذي خنقته كم عدد الغزاة الذين قتلتهم ؟ |
dedi. İlk dört ay boyunca babamın yanı başında uyudum, yapabildiğim kadar sıkıntılarıyla ilgilendim. Yardım isteme yetisine sahip olmamanın verdiği derin insani psikolojik korkuyu anladım | TED | نمت إلى جوار والدي خلال الأشهر الأربعة الأولى، أحاول الوصول بقدر ما أستطيع إلى ضيقه، وأن أفهم عمق الخوف النفسي للإنسان حين لا يستطيع أن ينادي أحدا لمساعدته. |
Beni leydimin yanına yatırın. | Open Subtitles | انقلوني إلى جوار سيدتي |
Jersey'deki köprünün altında yatan karımın yanına gömülmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أدفن إلى جوار زوجتي، تحت جسر (جيرسي) |
Orada İsa'nın yanında durmuş beni bekliyordur. | Open Subtitles | ، ستكون واقفة هناك إلى جوار المسيح تنتظرني |
Kafama taktığım şey. Yatağın yanında bir çekmece var. | Open Subtitles | ثمّة درج إلى جوار الفراش، ستجده فيه، ولونه أحمر. |
Erkek arkadaşının yanında diz çök. | Open Subtitles | أنزلى على ركبتك إلى جوار صديقك |
Yeterince çocuğunun yanında olabildi mi? | Open Subtitles | لعله لم يكن إلى جوار ،الفتى كثيراً لكن |
Tam not alan diğer tek öğrencinin yanında oturmuştu. | Open Subtitles | c.arabicrlm; جلست إلى جوار الطالب الآخر الوحيد/c.arabic c.arabicrlm; الذي حقق العلامة كاملة. |
Siyasetin yanı başında yaşıyordum ben. | Open Subtitles | عشت إلى جوار سياسة وأهتممتُ بهــا |
- Network Haber İstasyonunun yanı. | Open Subtitles | "في 4001 جادة "نورث نبراسكا - إلى جوار محطة الأخبار - |