Bu aracı kullanmanın sonu tek bir karara çıkıyordu ve o da idam cezasıydı. | TED | ولكن استخدام هذه الأداة أدى إلى قرار واحد فقط، وهو عقوبة الإعدام. |
- Bugün cevap vereceğiz demiştim, Bay Roark ama maalesef yönetim kurulumuz henüz bir karara varamadı. | Open Subtitles | رورك لكن للأسف، مجلس الأدارة لم يصل إلى قرار بعد |
Sayın jüri, bir karara vardınız mı? | Open Subtitles | السيدات والسادة المحلفون هل توصلتم إلى قرار ؟ |
Böldüğüm için özür dilerim ama kravatta son bir karar gerek. | Open Subtitles | أنا , أعتذر عن التدخل لكننا نحتاج إلى قرار نهائي بشأن ربطة العنق |
Jürideki beyler, bir karara vardınız mı? | Open Subtitles | أيها السادة أعضاء هيئة المحلفين هل توصلتم إلى قرار ؟ |
Sayın jüri üyeleri, bir karara vardınız mı? | Open Subtitles | السادة أعضاء هيئة المحلفين هل توصلتم إلى قرار ؟ |
Sayın jüri üyeleri, bir karara vardınız mı? | Open Subtitles | السادة أعضاء هيئة المحلفين هل توصلتم إلى قرار ؟ |
bir karara vardım ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. | Open Subtitles | لقد وصلت إلى قرار و أريدكم أن تشاركوني فيه |
Ancak siz biraz susunca biz bir karara varabiliriz. | Open Subtitles | فقط عندما تكفا عن الشجار سنستطيع التوصل إلى قرار بشأننا |
Bayan Forelady, Ortak bir karara vardınız mı? | Open Subtitles | حضرة رئيسة الهيئة هل توصلتم إلى قرار بالإجماع؟ |
New York Times'a göre, "Bu atış kulenin mukavemetini tespit etmek ve yangın söndürme tesisatını düzenlemeye yönelik nihai bir karara ulaşmak" için rehberlik ediyordu. | Open Subtitles | حسب صحيفة النيويورك تايمز، أدى ذلك إلى إعادة تدقيق فى نظم الأمن وفى النهاية إلى قرار لتركيب رشاشات الاطفاء |
Sayın Jüri Sözcüsü, bir karara vardınız mı? | Open Subtitles | أيتها السيدة فورمان هل توصلتم إلى قرار ؟ نعم |
Ve senato bir karara varamadığında, son oy, kararı belirleyecek olan oy, bu makam tarafından verilir. | Open Subtitles | و بما أن المؤتمر لا يستطيع الوصل إلى قرار الصوت النهائي سيكون من هذا المقعد |
Küçük ortaklığımız hakkında düşünüyordum da sonunda bir karara vardım. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر حول شراكتنا الصغيرة وقد توصلت إلى قرار أنا هي الشركة. |
7 numaralı jürinin ölümünün yarattığı şok edici durum sebebiyle düşünüyorum ki bu jüri, adil bir karara ulaşma konusunda artık ehil değildir. | Open Subtitles | في ضوء الظروف المروّعة بوفاة المحلف رقم سبعة، وفي إعتقادي أنّ هيئة المحلفين هذه لم تعد قادرة على التوصّل إلى قرار عادل |
- Yok. Bunu konuştuk ve bir karara vardık. | Open Subtitles | الآن, لقد تكلمنا عن هذا وقد وصلنا إلى قرار. |
Belli ki, adamın dediğine göre yemek dahil, bu yüzden sadece oturalım daha sakin bir yerde iyi ve kötü yanlarını tartar, bir karar veririz. | Open Subtitles | هذا العشاء ضمن البرنامج. كما قال، لذا دعونا نجلس فقط، و نناقش العيوب و المزايا بهدوء، حتى نتوصل إلى قرار. |
Yarış pistinin bazı kısımlarında hala tehlike arz eden bir ıslaklık var ancak pilotların yaptığı bir toplantı sonrası bir karar alındı. | Open Subtitles | بمواضع معينة، لا يزال المضمار مبتل على نحو خطير، ولكن عقب اجتماع للمتسابقين، تم التوصل إلى قرار. |
Siz çocuklar, futbolcu için bir karar verdiniz mi? | Open Subtitles | أوصلتم إلى قرار بشان لاعب كرة القدم ذاك ؟ |
Tom sana mesaj attı ışık konusundaki kararını verdiğini söyledi. | Open Subtitles | دعيني أخمن وصلتك رسالة من توم و هي تقول بأنه توصل إلى قرار |
Komite üyeleri konuşacak ve bir karara varacak. | Open Subtitles | أعضاء اللجنة الآن سيتشاورون وسيصلون إلى قرار |