Köprü yıkıldıktan sonra Bu adaya gelmeyi başaran tek kişi o. | Open Subtitles | إنّه الشخص الوحيد الذي وصل إلى هذه الجزيرة بعدما تعطّل الجسر. |
Bizleri Bu adaya getirmiş olmasının nedeni bu. | Open Subtitles | لهذا السبب قد جذبنا إلى هذه الجزيرة لا يوجد أحد على هذه الجزيرة إننى أقول لكم ، لا أحد |
İşte. Sekizimiz Bu adaya geldik. | Open Subtitles | ها نحن ، ثمانية منا قد جاءوا إلى هذه الجزيرة |
Senin olmayan bir unvana konmak niyetindesin ve Bu adaya da, o unvanı sahibinden yani benden çalmak için casus olarak gelmişsin. | Open Subtitles | أنت تنتحل اسماً لا علاقة لك فيه و تسللت إلى هذه الجزيرة كالجاسوس لتختلسها مني, أنا سيدتها |
Hepiniz beraber yaptığınız için Bu adaya geri dönebildiniz. | Open Subtitles | لم تتمكّنوا من العودة إلى هذه الجزيرة إلاّ لأنكم عدتم معاً |
Aradığı şeyi bulmasına yardım edebilirsin diye seni Bu adaya getirdi. | Open Subtitles | وأعادكَ إلى هذه الجزيرة لتساعده في إيجاد ما يبحث عنه |
Ama Bu adaya gelip yeni bir işe başlamam gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكن سيتعيّن عليّ القدوم إلى هذه الجزيرة حيث ستكون لي وظيفة جديدة |
Bu adaya ilk kez ayak bastığımızda birlikte çalışmamız gerektiği söylemiştin. | Open Subtitles | لدى وصولنا إلى هذه الجزيرة قلتِ أنّ علينا العمل معاً |
O görünmez değil. Bay Owen Bu adaya yalnız bir şekilde gelebilirdi. | Open Subtitles | يمكن للسيد " أوين " أن يحضر إلى هذه الجزيرة بوسيلة واحدة فقط |
Bugüne kadar Bu adaya ayak basan olmadı. | Open Subtitles | لم يأت أى زوار إلى هذه الجزيرة قبل الآن |
Bu adaya gelmeden önce seni kullanan adamın hatıralarında sen hala kötürümsün, ve asla özgür olamayacaksın taki babanın senin üzerindeki baskısını ortadan kaldırana kadar. | Open Subtitles | مازالت تحيط بك ذكريات الرجل الذي كنت عليه قبل قدومك إلى هذه الجزيرة و لن تتحرّر أبدا منه ما لم تفشي الغيظ الذي خلّفه والدك عليك |
Çavuş, Bu adaya gitmek Sam amca ile anlaşmak gibi bir şey. | Open Subtitles | ايها الرقيب الذهاب إلى هذه الجزيرة ليست (مثل التوقيع مع العم (سام |
Ormanda uyanıp da Bu adaya yeniden döndüğümü fark edince bunun hiçbir işe yaramayacağını sanmıştım. | Open Subtitles | عندما استيقظتُ في الغابة وأدركتُ أنّي عدتُ إلى هذه الجزيرة... أحسستُ ألاّ غاية وراء ذلك |
Bu adaya şiddet getirdiniz. | Open Subtitles | لقد أحضرت العنف إلى هذه الجزيرة |
Bu adaya gelmek babana iyi gelmişti. | Open Subtitles | كنت قادمة إلى هذه الجزيرة وعملت لوالدك |
Üç yıl boyunca Dharmalılar Bu adaya denizaltı ile gidip geldi. | Open Subtitles | لثلاثة أعوام، كانت الغوّاصة الوسيلة الوحيدة لجماعة (دارما) للمغادرة والإياب إلى هذه الجزيرة |
Bu adaya gelmiş olan Will Gorski. | Open Subtitles | "ويل غورسكي" الذي جاء إلى هذه الجزيرة. |
Bu adaya gelmiş olan Will Gorski. | Open Subtitles | "ويل غورسكي" الذي جاء إلى هذه الجزيرة. |