| Yani, Ellis ödemeye yanaşıyor tabii ama. 2 milyon dolar? | Open Subtitles | أعنّي , إليس ميال للدفع ، و لكن 2 مليون؟ |
| Ellis'e söyle endişe etmesin. Yani, Latince kimsenin kullanmadığı bir dil. | Open Subtitles | أخبر إليس بانه لا داعي للقلق أعني، اللاتينية هيا لغة ميتة |
| Ayrıca müdür, Ellis'in sınıftaki en yüksek notlara sahip öğrenci olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مدير المدرسة قال أيضا إن إليس حصل على أعلى درجات في فصله |
| Tam şu anda Elise McKenna bu otelde. | Open Subtitles | إليس ماكينا في هذا الفندق في هذه اللحظة بالذات |
| Az sonra, gözlerini açacaksın ve koridora çıkacaksın ve aşağıya ineceksin ve Elise McKenna'yı bulacaksın. | Open Subtitles | قريبا سوف تفتح عينيك وسوف تسير في الممر، وسوف تذهب إلى الطابق السفلي وتجد إليس ماكينا |
| Buna alışkın değilim. Elis'in dediği gibi bir münzevi de değilim aslında. | Open Subtitles | أنني لست معتاد على ذلك وأنا لست راهباً، كما قال إليس |
| Ellis ailesinin gerçek hikayesini ima eden kısımla ilgili özellikle. | Open Subtitles | لا سيما المرور بتلميح على قصة حقيقيه وراء عائلة إليس |
| Lyman Ellis ile Nolan'ın hard diskinde bulduklarını bana getirmesi için anlaştık. | Open Subtitles | لقد جعلت لايمان إليس يسرق ما يستطيع عليه من القرص الصلب لنولان |
| Nailah Ellis-Brown, Ellis Island Tea'yi kamyonetiyle başlatmıştı. | TED | بدأت نائلة إيليس براون جزيرة شاي إليس من سيارتها. |
| İdam mahkumları Ellis Ünitesi'nde. Ama yıl sonuna kadar Terrell Ünitesi'ne geçirilecekler. | Open Subtitles | أحكام الإعدام في وحدة إليس لكنّهم يحرّكونه إلى وحدة تيريل في نهايه السنه |
| Ellis, kasabanın 15 dakika dışında. Beş buçuk saatimiz var. | Open Subtitles | إليس تبعد 15 دقيقة خارج البلد لذا لدينا خمسة ساعات ونصف |
| Ellis Loew'i kariyerini bunun üzerinde yapacak herhalde. Sanırım Lee de çok uzak Değil. | Open Subtitles | إليس لوي يحاول صنع مستقبله بها ولي ليس بعيدا |
| Bu çizgi romanı Warren Granger yazdı, ama çizeri Stew Ellis'ti. | Open Subtitles | كتب وارن جرينجر الكتاب الهزلي هذا و لكن تم رسمها من قبل ستيو إليس |
| Kamyon şoförü Martin Ellis tarafından görüldün. | Open Subtitles | شوهد مارتن إليس لك من قبل ، سائق الشاحنة. |
| Christian Ellis. Kelly'nin sosyal antropoloji dersi profesörüydü. | Open Subtitles | كريستيان إليس كان أستاذ علم الإجتماع لكيلي |
| Merhaba. Profesör Ellis evde mi acaba? | Open Subtitles | أهلا ، هل البروفيسور إليس موجود في المنزل ، لو سمحت ؟ |
| Bayan Ellis, Kelly Foster'ı kocanızın öldürdüğünü düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | السيدة . إليس هل تعتقدين أن زوجك قتل كيلي فوستر ؟ |
| Elise, bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Yani, buna ne gerek var, Değil mi? | Open Subtitles | إليس ، لا أعلم إذا كان بإمكاني أن أفعل هذا أقصد ، لماذا ننحدر إلى هذا ، أتعلمين ؟ |
| Dünyaca ünlü psikiyatri uzmanı Dr. Elise´nin sağ koludur. | Open Subtitles | أنا اليد اليمني للطبيب النفسي المشهور, إليس معلمي |
| Courtney kayıp. Elise yaralandı ve dikiş atılması gerekti. | Open Subtitles | كورتني مفقودة إليس سقطت وتم عمل عرزات لها |
| Elis dans etmemden nefret eder. Utanıyormuş da. | Open Subtitles | إليس لا يحبني عندما أرقص يشعره ذلك بالإحراج |
| Elyse'in uçağa binip geleceğine para göndereceğini söyleseydim keşke sana. | Open Subtitles | كان عليّ أن أقول لـ(إليس) أن ترسل المال قبل أن تركب الطيارة. |
| Onları Bon Temps'e sen getirmedin tıpkı o kızın da Saint Alice'e getirmediği gibi. | Open Subtitles | أنتِ لم تحضريهم إلى "بون تيمب" مثلما لم تحضرهم تلك الفتاة إلى "سانت إليس" |
| -Kendimi çok iyi hissediyorum. -Harika biri, Değil mi baba? | Open Subtitles | أبدو رائع في الحقيقة إليس هوعظيم ، يا أبى ؟ |