Önce seninle konuşmadan ülkelerimiz arasındaki durumu kızıştırmanın bize bir faydası olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | لم أر أي فائدة تُجنى من إشعال الموقف أكثر بين بلدينا ليس قبل التحدث إليك أولاً |
Birazdan seni serbest bırakacağım, ama Önce seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | سوف أحررك من هنا لكني أريد التحدث إليك أولاً |
Önce seninle konuşmadan bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أرد إخباره بالمزيد قبل أن أتحدث إليك أولاً |
Bundan sonra herhangi bir şey yapmadan önce, sana danışsam iyi olur. | Open Subtitles | قبل أن أفعل أي شيء، علي الهرع إليك أولاً. |
Tamam, Walt, önce sana bir sormamız gerekirdi, ama sen gittiğinden beri işleri başka şekilde yapmaya alıştık. | Open Subtitles | أجل , والت , ربما كان علينا الرجوع إليك أولاً لكن منذ أن ذهبت إعتدنا على فعل الأمور بطريقة أخرى |
- Önce seninle konuşmak istedim. - Ne hakkında? | Open Subtitles | أردت أن أتحدث إليك أولاً - عن ماذا ؟ |
Önce seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك أولاً |
Karısının seçme şansı vardı. O ilk önce sana geldi. | Open Subtitles | زوجتهُ أتخذت القرار وأتت إليك أولاً. |
İlk önce sana bir bakayım. | Open Subtitles | دعيني أنظر إليك أولاً |
önce sana danışmam gerekiyordu, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه كان يجب أن آتحدث إليك أولاً... |