Fotoğrafı çekeli uzun zaman oluyor. Sadece sana bakıyordum. | Open Subtitles | قد ألتقطتُ الصورةَ منذ مدة لقد كنتُ أنظرُ إليك فحسب |
Sadece sana ulaşmak için fazla ayrıntılı bir plan gibi. | Open Subtitles | تبدو مثل خطة محكمة للوصول إليك فحسب |
Sadece sana bakıyorum. | Open Subtitles | كنت أنظر إليك فحسب |
Sadece seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدث إليك فحسب |
Sadece seninle konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد التحدث إليك فحسب. |
Neden sen yemiyorsun ve ben sadece seni seyretmiyorum. | Open Subtitles | لمَ لا تأكلي أنتِ و أنا سأنظر إليك فحسب ؟ |
Seninle sadece konuşuyor. | Open Subtitles | ...إذاً إنه يتحدث إليك فحسب |
Sadece sana bakıyorum. | Open Subtitles | أنـا أنـظـر إليك فحسب |
Bak, Sadece sana söylüyorum. | Open Subtitles | أصغِ، أنا أتحدّث إليك فحسب. |
Sadece sana bakıyorum. | Open Subtitles | أنا أنظر إليك فحسب |
Sadece sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إليك فحسب. |
- Sadece sana. - Biliyorum. | Open Subtitles | -هذا بالنسبة إليك فحسب . |
Sadece seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | يريد التحدّث إليك فحسب |
Tamam, Sadece seninle konuşacağım. | Open Subtitles | -حسناً، سأتحدّثُ إليك فحسب . |
sadece seni çok özledim. 1995'teki gibi parti verelim. | Open Subtitles | إشتقت إليك فحسب سنحتفل وكأنه العام 1995 |
Ben sadece seni dinlemeliydim. Seni dinlemeliydim. Sorun yok. | Open Subtitles | كان علي أن أصغي إليك فحسب |
Yönetim, Pierce'ın sadece seni dinleyeceğini biliyor. Kendine gelmesini sağla. | Open Subtitles | المجلس يعرف أنّ (بيرس) يستمع إليك فحسب. |