Ya da sözkonusu bir fikrin fiziksel olarak vücut bulmuş, ifade edilmiş hali mi? birinin "yaptığı" bir şey mi? o halde buna bir süreliğine sahip olup bundan para kazanabilirler. | TED | أو هل هو تعبير ثابت ماديا لفكرة، شيء قام بعمله شخص، ويستحقون إمتلاكه لفترة ويحصل منه على المال. |
Bankam sahip ona, ama düzelteceğim bu durumu. | Open Subtitles | حسنٌ، المصرف يمتلكه لكني أعمل على إمتلاكه. |
Doğru mantaliteye sahip olduğu düşünüldüğü için bu işin içine sokulmuştur. | Open Subtitles | يناورون بها فى هذا المنصب لمجرد إمتلاكه العقلية المناسبة |
Okul yüzüğü olması buraya gittiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس إمتلاكه خاتم تذكاري يعني بالضرورة أنه طالب هنا |
Şu anda bir sevgilinin olması her şeyden önemliymiş gibi görünebilir. | Open Subtitles | كيدى , أعلم أنك لديك صديق. ربما تنظرين إليه على أن إمتلاكه أفضل شىء فى هذا العالم |
Zavallılar hep sahip olamayacakları şeyleri istiyorlar. | Open Subtitles | الفتيات المسكينات دائماً يردن ما يعجزن عن إمتلاكه |
Belli ki o zavallı her şeye sahip olabilir ve sahip de. | Open Subtitles | كما يبدو فإن تلك الفتاة المسكينة تستطيع إمتلاكه وقد إمتلكته |
Bu, size ait her şeye sahip olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه يمتلك كلّ شيء إعتادتم إمتلاكه |
Asla sahip olamayacağı tek şey. - Barts... - Onu güçsüz kılacak tek şey. | Open Subtitles | إنّه الشيئ الأوحد الذي لا يسعه إمتلاكه ويجعله خائر القوى. |
Çok gizli bir istek mırıldanmaktan vazgeçemediğim bir şarkı gibi ya da hiç sahip olamayacağın birini sevmek gibi. | Open Subtitles | تلك رغبتي السرية... ... مثلأغنيةلاأستطيعالتوقّفعن الهمهمة بها... ... أوشخصماتحبهّ و لا يمكنك أبدا إمتلاكه. |
sahip olmak istedikleriyle aynı. | Open Subtitles | إنه نفس الأمر مع ما يودون إمتلاكه |
Bunlar "özel güçlere" sahip olmadan da beyin için yeterli meziyetler değil midir? | Open Subtitles | أليست هذه هبات كافية للمخ، تغنيه عن إمتلاكه لـ"قوى خارقة" أيضاً؟ |
Sonra da neye sahip olabileceğimize ve olamayacağımıza karar verdiler. | Open Subtitles | وهم يقررون ما نستطيع إمتلاكه أو لا. |
sahip olabileceğimi o yiyecekler sık sık aklımızla oynuyor buna şahit olduk da. | Open Subtitles | ذلك الطعام الذي كنا ... كنا نستطيع إمتلاكه إنه يلعب بعقولنا بإستمرار لأننا رأيناه |
Warwick Kontu ünvanına sahip olduğu için.. ...annenin tüm servetini alabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | (إنه يظن أن إمتلاكه للقب ايرل (وارويك يمنكه من الحصول على أموال والدتكِ لنفسه. |
- Aşık olduğum sen sahip olamadığım sensin. | Open Subtitles | -شخصك الذي وقعت بغرامهِ ... هو الذي لا يسعني إمتلاكه. |
O şey benim eskiden sahip olduğum bir nesne. | Open Subtitles | إنه شيء إعتدت على إمتلاكه. |
Mizah duygusundan yoksun olması da şaşırtmamalı seni. | Open Subtitles | ولا يمكنكِ التفاجئ بعدم إمتلاكه حِسّ الدعابة. |
Adamın eğitimli ve çok dil biliyor olması paralı olduğunu göstermez. | Open Subtitles | أنا أعني, لمجرد أن الرجل متعدد اللغات و مثقف لا يعني أنه بسبب إمتلاكه للمال |
Gerek olmasa da yanında olması iyidir. | Open Subtitles | من الأفضل إمتلاكه لكن بدون الحاجة إليه |
Gerek olmasa da yanında olması iyidir. | Open Subtitles | من الأفضل إمتلاكه لكن بدون الحاجة إليه |