"إمرأة عجوز" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşlı bir kadın
        
    • yaşlı kadın
        
    • yaşlı bir kadının
        
    • yaşlı bir kadınım
        
    • yaşlı bir kadını
        
    • yaşlı bir kadına
        
    Geceleri erkekleri ziyaret eden bir ruh, genelde yaşlı bir kadın siluetiyle. Open Subtitles هي روح ذلك رجال الزيارات في الليل، عادة على شكل إمرأة عجوز.
    Şimdi sadece gelininin kanepesinde uyuyan yaşlı bir kadın o. Open Subtitles الآن هي فقط إمرأة عجوز تنام على أريكة بنتها
    Bir ayağı çukurda yaşlı bir kadın olarak... öbür dünya var mı bilmek isterim. Open Subtitles كحق إمرأة عجوز بعد قليل لدخول العالم القادم أود أن أعرف لو هناك واحد
    Başkası gibi görünüp davranmaya çalışan zavallı bir yaşlı kadın. Open Subtitles إمرأة عجوز , مثيرة للشفقة تحاول أن تتصرف وتظهر على شاكلة لا تَمِت لها
    3 tane kalmıştı ve bunları almak için yaşlı bir kadının sırasını çaldım. Open Subtitles بقيت ثلاثة فقط وكان عليّ أن أتخطى إمرأة عجوز لأحصل عليها
    Ben hepi topu yaşlı bir kadınım ve bir şey bilmiyorum. Open Subtitles أنا مجرد إمرأة عجوز ولا أعرف شىء لا أعرف أى طريقة لكسب المال
    Bu yüzden, bu iş için benim gibi yaşlı bir kadını dünyanın öbür ucuna gönderdiler. Open Subtitles لهذا السبب يُرسلونني أنا... إمرأة عجوز... خلال نصف العالم لأفعل هذا
    Şimdi yaşlı bir kadına tanga giydirdim, ve onu almadı bile. Open Subtitles أنا ساعدت إمرأة عجوز وضعت عليها حمالة، وهي لم تشتريها حتى.
    Hep hissettiğim o garip duyguyla, kendimi ölüm döşeğinde yatan... yaşlı bir kadın gibi hissetmemle alakalı sanırım. Open Subtitles أعتقد أن السبب .. أنني دوماَ يتملكني الشعور بأني إمرأة عجوز ..
    Skinner'ın Psikiyatrisine göre rüyasında yaşlı bir kadın tarafından sıkıştırılıyormuş. Open Subtitles طبقا ل طبيب سكيننير النفساني، هو يواجه الرجوع إحلم في أي هو مواجه من قبل إمرأة عجوز.
    - Hastane var! - Hastane var. Biz oradayken bir hasta gördüm, yaşlı bir kadın. Open Subtitles المستشفى , عندما كنا هناك رأيت مريضة , إمرأة عجوز
    Elli sekiz yıl. yaşlı bir kadın olacağım. Open Subtitles ثمانية و خمسون عاماً سأكون حينها إمرأة عجوز.
    Yaşlı bir Kızılderili ve bir kızla birlikte ve yaşlı bir kadın ve kızıyla. Open Subtitles كان يتجول مع رجل هندي ... عجوزوإمرأةهندية و إمرأة عجوز وفتاة هزيلة
    Ayrılırken, yaşlı bir kadın bana seslendi. Open Subtitles عندما رحلت, إمرأة عجوز أشّرت لي
    Meksika sınırı üzerine yakın yaşlı bir kadın yaşıyor. Open Subtitles هناك إمرأة عجوز تعيش فى "المكسيك" عبر الحدود
    Büyükannem yaşlı bir kadın. Çeklerini alır ve... Open Subtitles جدتي ، إنها إمرأة عجوز و هو يأخذ شيكاتها المالية...
    Büyükannem hiçbir şey yapmaz! yaşlı bir kadın. Hiçbir şey yapmaz! Open Subtitles جدتي لم تفعل شيئا ، إنها إمرأة عجوز هيلمتفعلشيئا!
    yaşlı kadın, gazeteci çocuğa gazetesini, verandaya atması için yüklü bir bahşiş teklif eder. Open Subtitles "إمرأة عجوز تعرض إكرامية كبيرة على موزع الصحف إذا ألقاها على سقيفتها"
    ölmekte olan yaşlı bir kadının bakış açısından. Open Subtitles من منظور إمرأة عجوز على وشك الموت
    Başkomutan, ben yaşlı bir kadınım. Open Subtitles أيّها القائد العام، أنا إمرأة عجوز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more