"إنتيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • İstihbarata
        
    • İstihbarat
        
    • bilgiyi
        
    • bilgiler
        
    • İstihbaratın
        
    İstihbarata göre serum üreten aleti kullanmak için güvenlik şifresi gerekiyor. Open Subtitles تشير إنتيل إلى التي لإستعمال المصل المولّد، تحتاج رمز ترخيص الأمن.
    İstihbarata göre kendisi hâlâ ABD'nin düşmanı olabilir.. Open Subtitles تشير إنتيل إليها هي قد تكون عدو الولايات المتّحدة.
    İstihbarat çok kesin olmalı. Open Subtitles إنتيل يجب أن تكون دقيق باقناع.
    Derevko'nun CIA'den bilgi sızdırdığına dair istihbarat almıştık. Open Subtitles كان عندنا إنتيل الموثوقة الذي دريفكو كان accesSlng informatlon خلال وكالة المخابرات المركزية.
    Sydney bilgiyi CIA'e sızdırdı ve gerisi aynen tahmin ettiğiniz gibi oldu. Open Subtitles سرّبت سدني إنتيل إلى وكالة المخابرات المركزية، وأدّت البقية بالضبط كما توقّعت بأنّه.
    Akahoshi Değerlendirmesi, bir insanın çok stresli durumlarda ve hassas bir bilgiyi ele geçirdiğinde nasıl tepki vereceğini ortaya çıkarıyor. Open Subtitles مراجعة أكاهوشي يمكن أن تتوقّع كم فرد سيردّ إلى الحالات المرهقة جدا وإكتشاف إنتيل الحسّاسة.
    Efendim, şimdiye dek Derevko'nun verdiği bilgiler tamamen doğru çıktı. Open Subtitles السيد، لهذا الحدّ، إنتيل دريفكو كانت مائة صحيحة بالمائة الوقت.
    İstihbaratın düşüncesine göre kendisi hâlâ ABD'nin düşmanı. Open Subtitles تشير إنتيل إليها هي قد تكون عدو الولايات المتّحدة.
    İstihbarata göre kendisi hâlâ ABD'nin düşmanı olabilir. Open Subtitles تشير إنتيل إليها هي قد تكون عدو الولايات المتّحدة.
    İstihbarata göre kendisi hâlâ ABD'nin düşmanı olabilir. Open Subtitles تشير إنتيل إليها هي قد تكون عدو الولايات المتّحدة.
    İstihbarata göre kendisi hâlâ ABD'nin düşmanı olabilir. Open Subtitles تشير إنتيل إليها هي قد تكون عدو الولايات المتّحدة.
    İstihbarata göre Bishop, Valta'yı teslim etmeden önce son ödemenin yapılmasını bekliyor. Open Subtitles تشير إنتيل إلى ذلك الأسقف ما زال ينتظر لإستلام دفعة نهائية قبل أن يسلّم فالتا.
    İstihbarat, Bishop'ın İspanya'da bir dizi sanayi tesisi olduğunu söyledi. Open Subtitles تشير إنتيل إلى الأسقف تمتلك a دزينة ملكيات صناعية في إسبانيا.
    Tamam, Bertrand'ın son istihbarat yeri Paris. Open Subtitles تضع آخر إنتيل بيرتراند في باريس.
    - Kazmi'den aldığımız İran istihbarat bilgilerinde bu eleman var mı? Open Subtitles ذلك الملفِ مِنْ الإيراني إنتيل أصبحنَا مِنْ Kazmi - هَلْ هذا الرجلِ في هناك؟
    Eee, yeni istihbarat ne? Open Subtitles لذا، ما إنتيل الجديدة؟
    Olabileceği varlığı, sağlayabileceği bilgiyi düşünün. Open Subtitles فكر في الأصول التي يمكن يكون، و إنتيل أنها يمكن أن توفر.
    Müttefikler'i çökertmesi için aldığın bilgiyi CIA'e ben sağladım. Open Subtitles إنتيل التي إكتسبت الذي سمح لوكالة المخابرات المركزية لإنزال التحالف... أنا بشرط أن.
    Armayı kız çizdiyse, belki defterde başka değerli bilgiler de vardır. Open Subtitles إذا هي تُخطّطُ القمةَ، ربما هناك آخر إنتيل الثمينة في هناك.
    Bu görevde faydası olabilecek bilgiler verdi. Open Subtitles كان عندها بعض إنتيل ل هذه المهمّة التي يمكن أن تساعد.
    Tippin'in bilgisayarından ikinci kopyayı bulmak için yaptığı araştırmayla ilgili önemli bilgiler indirdik. Open Subtitles حمّلنا إنتيل من حاسوب تيبين على العمل هو كان يعمل إلى إوكات، الضعف الثاني.
    Ellerindeki tek prototip o şişeyse ve istihbaratın belirttiği gibi çalındıysa hırsızlar, Ruslar'ın silah programını onlarca yıl geriye götürmüş oldu. Open Subtitles إذا تلك القارورة نموذجهم الوحيد، بينما تظهر إنتيل لتأييد، وضعت سرقتها إعلانهم المبوّب تبرمج الأسلحة عقود خلفية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more