Hidroların birinde 6. dereceden bir erime oldu. Tamamen çevrimdışı oldu. | Open Subtitles | لقد كان إنصهار من الدرجة السادسة من قلب نواة الحفار المائي |
Bu parafine benzer maddenin insan bedenine benzer şekilde 37 derece santigrat gibi bir erime noktası var. | TED | إنها مادة شبيهة بالشمع مع درجة إنصهار شبيهة بدرجة حرارة الجسم، 37 درجة مئوية. |
Titanyum, erime noktası 1688 °C olan bir metal. | Open Subtitles | درجة إنصهار التيتانيوم هى 1688 درجة مئوية |
Çekirdek erimesine 15 saniye. | Open Subtitles | خمسة عشر ثانية حتى إنصهار المركز |
-Reaktörün erimesine üç saat kaldığını ve geniş çaptı bir tahliyeye başlamamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | -أخبره أننا على مبعدة ثلاث ساعات ، من إنصهار المفاعل، ويجب أن نبدء إخلاء على مستوى واسع الأن |
Gerçek bir füzyon enerji santralının yapılması için harcanacak paraya dair tahminler yürütüyoruz. | TED | نحن نقوم بتقديرات لما نعتقد انها التكلفة لإقامة منشأة توليد طاقة إنصهار. |
Titanyum alaşımlı, çok yüksek erime noktasına sahip. | Open Subtitles | مصنوعة من سبيكة من التيتانيوم الفريد وتتمتع بدرجة إنصهار عالية |
Evet, düşük erime noktaları olan malzemelerden, heykeller yapar. | Open Subtitles | أجل ، إنّها تصنع تماثيل من مواد ذات درجة إنصهار منخفضة نسبياً |
Herhangi bir metalden yüksek erime noktasına ve gerilme direncine sahip. | Open Subtitles | لديه أعلى نقطة إنصهار و قوة شد أكثر من أي معدن آخر |
Teröristler beş yıl kadar önce burada serbest erime başlatmaya çalıştı ama sonra... | Open Subtitles | حاولَ الإرهابيون تنشيط إنصهار نووي منذ خمسة أعوام -لكن حينها .. |
İnsanlar bunun bir erime olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يعتبر الناس الوضع حالة إنصهار |
'erime'nin lafını dahi etme. | Open Subtitles | إيّاك أن تقول أبداً كلمة: "إنصهار". |
Hata bulma işleminle sistem çökerse 17,5 saatte erime gerçekleşir ve sistemi sıfırdan tekrar kurmaya yeterli vaktimiz olmaz. | Open Subtitles | إن قام تشخيصك بتعطيل النظام، فسيكون لدينا إنصهار نووي خلال 17 ساعة ونصف... وربما قد لا نملك وقتاً كافياً لإعادة بناء النظام من الصفر. |
Ama bu gerçek füzyon enerjisi değil. Bu sadece biraz füzyon yapmak. | TED | لكن ذلك في الواقع ليست طاقة إنصهار. ذلك يمكن فقط من حدوث بعض الإنصهار. |
Bunu buradan alıp bir füzyon reaktörü şekline götürmemiz lazım. | TED | وينبغي علينا أخذ ذلك، وينبغي علينا تحويل ذلك إلى مفاعل إنصهار. |
Kütle ne kadar büyükse, sıcaklık, basınç ve füzyon oranı da o kadar yüksek olur. | Open Subtitles | لذلك, كلما زادت الكتلة, كلما زادت الحرارة كلما زاد الضغط وبالتالي معدل إنصهار أعلى |