Bu şey kanun uygulamasında insan müdahalesinin sonunu belirtiyor olabilir. | Open Subtitles | هذا الشيء قد يعني نهاية تورط الإنسان في إنفاذ القانون. |
Tüm bunlar kanun uygulamasının eğelenceli olabileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | وهكذا يظهر كل ذلك أن إنفاذ القانون يمكن أن يكون ممتعاً |
kanun güçlerine daha iyi bir iletişim sağlamak. | Open Subtitles | مساعدة أجهزة إنفاذ القانون من الإتصال بشكل أفضل |
Bu yüzden birçok şirket veya kolluk kuvvetinin kullandığı bir yöntem var. Her bir dosyayı, benzersiz sayı dizilerine çeviriyorlar. | TED | لذلك، معظم الشركات أو وكالات إنفاذ القانون الذين يملكون هذا المُحتوى يمكنهم ترجمة كل ملف إلى تسلسل فريد من الأرقام. |
kolluk kuvvetleri tek yönde çalışıyor. | TED | إنفاذ القانون يعمل في ولاية قضائية واحدة. |
Doktorlar tüm silah yaralanmalarını polise bildirmek zorundadır, sahte isimler sigorta bilgisayarları tarafından tespit edilir... ..ve hastane güvenliği genellikle güvenlik güçleriyle irtibat halindedir. | Open Subtitles | الأطباءأنيخطر الشرطة من جميع بأعيرة نارية، أسماء وهمية يتم وضع علامة منقبلأجهزةالكمبيوترالتأمين، ومستشفىالأمنفي كثيرمنالأحيان مدمن مخدرات في إنفاذ القانون. |
- Kötü adamlar güvenlik güçlerinin kendilerinden haberdar olduğuna dair istihbarat almış olmalı. | Open Subtitles | الأشرار يجب أن كنت حصلت إنتل كان ذلك إنفاذ القانون مخالف للواقع. |
911 dahil önemli kanun güçlerinde adamlarımız var. | Open Subtitles | لقد زرعنا موظفين في كل مكاتب إنفاذ القانون إبتداءً من مكالمات الطوارئ |
Bize kanun uygulamasının geleceği diyebilirisiniz. | Open Subtitles | يمكنك الاتصال بنا ل لتو مستقبل إنفاذ القانون. |
Kuralları kanun gücünün değil kriptografinin koymasını istiyorlar. | Open Subtitles | انهم يريدون أن يقوم التشفير بوضع القواعد بدلا من مؤسسات إنفاذ القانون |
Resimler, kanun güçlerini uyuşturucu ticareti ile bağlantılı göstermek için yayılıyor. | Open Subtitles | تم تعميم الصور على دوائر قوات إنفاذ القانون في مُحاولة لربطهم بتجارة المُخدرات |
kanun adamlarının eski bir sözü vardır: | Open Subtitles | : هناك قول مأثور في مجال إنفاذ القانون |
Ben kanun adamı değilim. | Open Subtitles | لستُ ضابطاً في إنفاذ القانون |
Gelişmiş Otonom Yapay Zeka Sinir-Ağı kanun Uygulama Droidi Ben Bir. | Open Subtitles | متقدمة ذاتية الحكم الذكاء الاصطناعي إنفاذ القانون Neuralnet الروبوت أنا واحد . |
Güney Kaliforniya'daki Neo-Nazi'ler genel olarak gevşek bir biçimde düzenlenmiş olan dazlak gruplarının saldırıların, nefret suçlarının, kanun yaptırımını hedef almanın organize suçlardan tut politikal organizasyonlara kadar hiçbirinin şiddet yanlısı bir şey olmadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | النازيين الجدد في جنوب كاليفورنيا يديرون سلسلة كاملة من جماعات "حليقي الرؤوس" المنظمة اعتدائات، جرائم كراهية .. تستهدف إنفاذ القانون لمنظمات اجرامية، لمنظمات سياسية |
(Alkışlar) kanun alanındaki arkadaşlarımız yapacak çok işiniz var, çünkü görüyoruz ki; online şiddet, bireysel şiddetin bir uzantısı. | TED | (تصفيق) أصدقاؤنا في إنفاذ القانون لديهم الكثير ليفعلوه، لأننا رأينا أن العنف على الانترنت هو امتداد للعنف الواقع على الأشخاص. |
Bir mağdur ya da görgü şahidi olası faili teşhis ederken kolluk kuvvetlerinin sağladığı görüntülerden yararlanıyor. | TED | ضحيه أو شاهد عيان يحدد جاني مشتبه به من خلال إنفاذ القانون باستخدام الصور. |
Çizgi romanlardaki kolluk kuvvetlerinden simge haline gelmiş olanlarından biridir. | Open Subtitles | هذه واحدة من الشخصيات البارزة بمجال إنفاذ القانون في القصص المصورة |
Haritadaki her şehrin kolluk kuvvetleriyle temas halindeyiz. | Open Subtitles | نحن على اتصال مع سلطات إنفاذ القانون من كل مدينة على الخريطة |
Güvenlik güçleriyle çalışmaya uğraşıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول العمل مع قوات إنفاذ القانون |
Güvenlik güçlerinin kayıp sayımları hala devam ediyor. | Open Subtitles | ، الضحايا من قوات إنفاذ القانون مازال يجري إحصائها |
Yabanci topraklari bildigin gibi senin hükümetinin, FBI'in ve tüm Amerikan güçlerinin yetkisi disinda. | Open Subtitles | أرض أجنبيّة، وهي كما تعلمين، خارج ولايتكم القضائيّة، والمباحث الفيدراليّة، وجميع وكالات إنفاذ القانون في الولايات المُتحدة. |