Ama benim için onları kurtarmak, işleri düzeltmek gibi bir şeydi. | Open Subtitles | بالرغم منّي إنقاذهم كانت الطريقة لوضع الأمور في مسارها الصحيح |
O halde onları kurtarmak için mükemmel bir fırsatımız var. Ne? | Open Subtitles | إذن هناك فرصة ممتازة اننا سنكون قادرين على إنقاذهم |
Burada kimse yok çünkü henüz onları kurtarmaya karar vermedin. | Open Subtitles | لم يأتي أحد إلى هنا بعد لأنّك لم تقرّر إنقاذهم |
Çok tehlikeliydi. Onları kurtarmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد كانوا خطرين جداً و سريعين حاولت إنقاذهم |
Ailem tehlikede ama sihir yardımıyla onları kurtarabiliriz! | Open Subtitles | عائلتي في خطر لكنْ بإمكاننا إنقاذهم بالسحر |
Onları kurtaramazsın. Ne 10 yıl önce annemi, ne de beni. | Open Subtitles | لا يمكنكِ إنقاذهم ليس أمى منذ عشرة أعوام , وليس أنا |
- Onları kurtarabilirsin insanlığı kurtarabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنك إنقاذهم يُمكنك إنقاذ الجنس البشري |
Ama öldürmek yerine hayatını kurtardım. Şimdi onları da kurtarmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن عوضَ قتلك، أنقذتُ حياتك و الآن أريد إنقاذهم أيضاً |
"Çelişen menfaat" derken, Black Pike'ın vadilerimizin ırzına geçmek istediğini ve benim de onları kurtarmak istememi kastettiğini farzediyorum. | Open Subtitles | وبكلمة تضارب مصالح أفترض أن مقصدك هو أن " الدراجة السوداء " تريد اغتصاب مناطقنا وأريد أنا إنقاذهم ؟ |
Bu sabah onları kurtarmak için bir şansın vardı ama sen onun yerine üç tane adamımı öldürdün. | Open Subtitles | كان لديك فرصة إنقاذهم صباحاً لكن قتنلت ثلاثةً من رجالي |
Çoğu zaman yarı kadınlarla ilgilenir kurtarılması mümkün olmayanları kurtarmaya çalışırlarmış. | Open Subtitles | يسغرقون وقتاً أطول على النساء الجريحات. وغالباً يحاولون إنقاذ الذين من الواضح لا يمكن إنقاذهم. |
...fenalaşmalarını bekler sonrada onları kurtarmaya koşardı. | Open Subtitles | ثم ينتظر حتى ينهاروا . وحينها يسرع من أجل إنقاذهم |
Şimdi ne ilgisi var bunun? Onları kurtarmaya çalışırsın ama ne yaparsan engelleyemezsin. | Open Subtitles | ماعلاقة ذلك بهذه , أنت تحاول إنقاذهم ولكن بفعلك هذا تجعله يحدث |
Dostlarımızı bulamasakta onları hâlâ kurtarabiliriz. | Open Subtitles | ..ربما لا نستطيع إيجاد أصدقائنا لكن مازالنا نستطيع إنقاذهم |
Onları kurtarabiliriz. | Open Subtitles | هؤلاء هم الناس الذين يمكننا إنقاذهم |
Haklısın, onları ihtiyarlıktan ve hastalıktan kurtaramazsın ama mesele bu değil. | Open Subtitles | أنت محق ،لا يمكننا إنقاذهم من الشيخوخة والمرض |
Onları şimdi kurtarabilirsin. Sadece kendini öldür. | Open Subtitles | يمكنكَ إنقاذهم الآن أقتل نفسكَ فحسب |
Onları kurtaramadım. | Open Subtitles | لم أستطع إنقاذهم |
Bu bizim Hıristiyanlık görevimiz. Bu binlerce insanı kurtarmalıyız... | Open Subtitles | من واجب المسيحيين والفاتيكان إنقاذهم |
Onları kurtaramam, onların ölmesinden dolayı hissettiğim korku mu? | Open Subtitles | أخاف من ألا أستطيع إنقاذهم أخاف من أنهم سيموتون؟ |
Ne yani, ikimiz burada oturup her seferinde bir kişiyi mi kurtaracağız? | Open Subtitles | ماذا، أنا وأنت نجلس هنا نُحاول، إنقاذهم فرداً واحداً في كلّ مرّة؟ |
Sadece sizin gibi biri onları kurtarabilir. | Open Subtitles | لن يستطيع إنقاذهم إلا رجل من طينتك |
Tanıdığım ne kadar insanı kurtarabilirim ki? | Open Subtitles | كم من الناس الذين أعرفهم يجب عليّ إنقاذهم ؟ |
Hepsi ona rehberlik eden bir şey olduğuna inanıyorlar, onları kurtaracak bir şey. | Open Subtitles | جميعهم يؤمنون بأن هنالك شيء ما يقودهم و على وشك إنقاذهم |
Bazı insanlar kurtarılmayı hak etmez. | Open Subtitles | بعض الأشخاص لا يستحقوا أن يتم إنقاذهم |
İddialı birine benziyorsun, bakalım onları kurtarabilecek misin. | Open Subtitles | تبدو كرجل يستمتع بالتحديات فلنرى لو كنت تستطيع إنقاذهم |
Belki önce Francesca'ya gitsem ikisini de kurtarabilirdim. | Open Subtitles | ربما لو ذهبتِ إليها أولا... لتمكنت من إنقاذهم |