Şu anda bahsettiğimiz kişi herhangi biri değil, biliyorsun. | Open Subtitles | إنه ليس مجرد أي شخص نتحدث عنه إنكِ تعلمين ذلك |
Bir sırrın olduğunu bildiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين بأنني أعرف أنكِ تُخبّئين سراً |
Kate, biliyorsun peri olarak kalamazsın eğer kalırsan annen çok üzülecek. | Open Subtitles | كايت، إنكِ تعلمين بأنه لا يمكنكِ أن تكوني جنّية، لأنكِ إن فعلتِها فستحزن والدتكِ كثيراً |
Phoebe, saçmalama. Sena asla zarar vermeyeceğimizi biliyorsun. | Open Subtitles | فيبي، لا تكوني سخيفة إنكِ تعلمين بأننا لن نؤذيكِ أبداً |
biliyorsun, Piper, biz beraber olmak zorundayız. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | بايبر، إنكِ تعلمين جيّداً بأننا خلقنا لنكون معاً |
Sen bütün bunlar hakkında benim bilmediğim bir şeyler biliyorsun. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين شيئاً ما عن كلّ هذا لا أعلمه أنا، بوسعي رؤية ذلك |
Ben... biliyorsun, sana bunu ben vermedim. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أني لم أمنحكِ هذا قط، إنكِ تعلمين هذا |
Ne olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنكِ تعلمين عمّ يدور هذا الأمر، أليس كذلك؟ |
Bununla oynamaman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين أنه لا ينبغي عليكِ اللعب بهذا |
Hatırım için. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | من أجلي إنكِ تعلمين كم هذا مهم بالنسبة لي |
Makyaj nasıl yapılır biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | إنكِ تعلمين كيف تضعين المكياج،أليس كذلك؟ |
Bunun hepimize ne ifade ettiğini biliyorsun. Yaptıkları Miller'ın yanına kalamaz. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين كم يعني ذلك لنا، لايمكنهُ الفرار من العقاب |
Sizi koruyabileceğimi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنكِ تعلمين أن بإمكاني حمايتُك،أليس كذلك؟ |
- Ama bunu zaten biliyorsun. - Evet. Katil o saatten sonra gelmiş olmalı. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين بهذا مسبقًا القاتل لابد وأنه أتى بعد ذلك |
Olayı biliyorsun. Bir şeyler yapmalısın yani. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين أمورًا، مما يحتّم عليكِ التصرف على أساسها. |
biliyorsun, başka seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين بأنه لم يَكُن لديَّ خيار |
Phoebe, yapma. Seni sevdiğini çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | باللهِ عليكِ "فيبي"، إنكِ تعلمين بأنه يحبكِ |
Eklem yerlerimin rutubete karsi nekadar hassas oldugunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنكِ تعلمين كم هي حساسّة مفاصلي للرطوبة |
Bak, minnettar olduğumu biliyorsun, yalnızca bana rol yaptırma. | Open Subtitles | ...إنكِ تعلمين أنني ممتن لكِ, فقط دعيني أمثل ذلك |
Yarın evleneceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، إنكِ تعلمين إننيّ سأتزوج غداً. |