Kasabadakilere burada olduğunu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | حسناً سأخبر الناس في المدينة إنك هنا |
Aşağıdaki adam burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال الرجل الذي في الأسفل إنك هنا. |
burada olduğunu biliyoruz bebek. | Open Subtitles | نحن نعرف إنك هنا يا حلوة |
Bu çok utanç verici baba, buraya geldiğine inanamıyorum. Ne? | Open Subtitles | يا إلهى ، هذا يسبب إحراجاً بالغاً يا أبى لا أستطيع تصديق إنك هنا |
Bu çok utanç verici baba, buraya geldiğine inanamıyorum. Ne? | Open Subtitles | يا إلهى ، هذا يسبب إحراجاً بالغاً يا أبى لا أستطيع تصديق إنك هنا |
Daha birkaç aydır Buradasın ve şimdiden her şeyi bildiğini sanıyorsun. | Open Subtitles | إنك هنا منذ بضعة أشهر، وتخال فعليًا أنك تعلم كل شيء. |
Mack, burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | ماك" ,انا , انا لا أصدق إنك هنا" |
- Adamım birazdan gelir. - Kimse burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | رجالي قادمون - لا أحد يعرف إنك هنا - |
- Adamım birazdan gelir. - Kimse burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | رجالي قادمون - لا أحد يعرف إنك هنا - |
Artık senin de burada olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | الآن يعلمون إنك هنا أيضا |
burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا لي إنك هنا |
Emily... burada olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | (إيميلي) لم أعلم إنك هنا |
Ama bir husus daha var hazır Buradasın konuşman gereken biri var. | Open Subtitles | ولكن من ناحيه أخرى وبما إنك هنا هناك من يجب أن تتحدث معه. |
Oyuncak tabanca yüzünden mi Buradasın yani? | Open Subtitles | لذا فما تقول إنك هنا من أجل مسدس لعبة؟ |
Beni korumak için burada olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | فأنا على يقين إنك هنا لحمايتى |
Sen burada olduğuna göre... | Open Subtitles | ...لكن بما إنك هنا |