| Ben Sadece bu tip şeylerde nasıl hissettiğimi anlamanızı isterim. | Open Subtitles | إننى فقط قد أردتك أن تفهم شعورى تجاه هذه الأشياء |
| Sadece bazen aşırıya kaçma eğiliminde olduğumuzu demek istiyorum. | Open Subtitles | لا ، إننى فقط أعنى أننا أحياناً نميل قليلاً إلى التطرف |
| Hayır. Sadece bir kazada öldüklerini biliyorum. | Open Subtitles | لا ، إننى فقط قد عرفت أنهما قد قتلا فى حادث |
| Ben Sadece Teksaslı bir filozofun tavsiyesine uyuyordum. | Open Subtitles | إننى فقط أتبع مشورة فيلسوف تكساس حين قال : |
| Sadece kafanı topla ve gözlerini aç. | Open Subtitles | إننى فقط أحاول أن أنير عقلك و أن أفتح عيونك |
| Ben Sadece yem dükkanında çalışıyorum. | Open Subtitles | إنه لا يعمل فى التطور إننى فقط أعمل فى مخزن الأغذية |
| Sadece iplerin nereden geçtiğini bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إننى فقط أحاول أن أجد المكان الذى ربطت فيه الخيوط |
| Ama soruları ben hazırlamıyorum, Sadece cevapları değerlendiriyorum. Bu neye yarıyor? | Open Subtitles | لا أقوم بكتابة الأسئلة إننى فقط أدون الإجابات |
| Ben Sadece...belli kıyamete belli şekilde tepki gösteriyorum. | Open Subtitles | إننى فقط أتعامل مع الكوارث المحدقة بأسلوبى الخاص |
| Sadece şimdilik başka sürpriz istemiyorum. | Open Subtitles | إننى فقط لا أريد المزيد من المفاجأت الأن |
| Kendime Sadece hayal kurduğumu söyledim, ama sonra... | Open Subtitles | لقد قلت لنفسى إننى فقط أتخيل ذلك . . لكن بعدها |
| Sadece olayın tüm görünüşü bakımından emin değilim. | Open Subtitles | إننى فقط لست متأكداً من الفكرة برمتها |
| Sadece çantaları zevk için karıştırmaya inanmıyorum. | Open Subtitles | إننى فقط لا أؤمن بامتزاج الحقائب |
| Hayır, hayır Sadece sizi bir kafede elinizde Tolstoy romanıyla görmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لا ، إننى فقط لم أتوقع أن أقابلك فى مقهى مع " تولستوى " هذا كل شئ إنها مفاجأة إننى لم أعرف أنك تهتمين بالأدب الرفيع |
| Beni yanlış anlamayın. Sadece size iltifat etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا تسيئى فهمى يا آنسة " نوفاك" إننى فقط أحاول مجاملتك |
| Yardım edebileceğim bir şey var mı diye merak ettim Sadece. | Open Subtitles | .... إننى فقط أتساءل ما إذا كنت ستُساعدنى |
| Hayır, hayır. Lütfen gitme. Sadece çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | لا,لا رجاء لا تذهب إننى فقط عصبى جدا |
| Gerek yok. Sadece bakıyorum. | Open Subtitles | لا حاجة لذلك إننى فقط أنظر إليه |
| Sanırım ben Sadece, bıktım artık. | Open Subtitles | .. أفترض إننى فقط فقدت الإهتمام |
| Sadece bu fikir hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | إننى فقط لا تعجبنى الفكرة |