Sadece fotoğraf makinemi ...unuttuğum için kendime kızgınım... Yoksaaa? | Open Subtitles | إنني غاضب لأنني نسيت كاميرتي أو هل فعلت؟ |
Nerede? O kadar kızgınım ki, minicik ellerimle ağzını burnunu dağıtmak istiyorum. | Open Subtitles | إنني غاضب جداً أريد ضربها بقبضتيّ الصغيرتين |
Her şeyi kontrol edebildiğim için bana hayran olmana kızgınım çünkü ben hiçbir şeyi kontrol altında tutamıyorum. | Open Subtitles | و كذلك إنني غاضب من إعجابك بي لتحكمي بأعصابي |
Artık her şeye öfkeliyim. | Open Subtitles | إنني غاضب من كل شيء ، إنني غاضب لأنني إضطررت لتسريح أشخاص من العمل بسبب سوء الإقتصاد |
Oğlum için daha fazlasını yapamadığım için öfkeliyim. | Open Subtitles | و كما تعلم إنني غاضب حيال عدم قدرتي على فعل شيئاً لإبني |
Daha önce aklıma gelmediği için kendime kızıyorum. | Open Subtitles | إنني غاضب لأنني لم أفكر في ذلك مسبقا |
Ve bunun için kendime kızıyorum. | Open Subtitles | إنني غاضب من نفسي بسبب هذا |
O çocuklara kızgınım, onları bulduğumda yardım edemeyeceğim için kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب بشأن هؤلاء الصبية، إنني غاضب لأنني وقتما سأعثر عليهم، فلن أتمكن من مساعدتهم. |
Bu günlerde her şeye kızgınım o ayrı. | Open Subtitles | بالطبع إنني غاضب من كل شيء بهذه الأيام |
Sarah'nın elinden tutup ona iş verdiğim gidip kendisine başka yerde iş bulmasını söylemediğim için kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب لأنني كان يجب علي أن أساند (ساره) التي لا تستطيع أن تحصل على عمل لوحدها |
Bir sebepten dolayı sana kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب عليك لسببٍ ما |
Bakın, ben de Flint'e en az sizin kadar kızgınım. | Open Subtitles | انظروا إنني غاضب من (فلنت) بقدركم |
kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب |
kızgınım. | Open Subtitles | إنني غاضب . . |
Sürekli öfkeliyim. Ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | إنني غاضب طوال الوقت ، و لا أعلم ما الذي يتوجب علي فعله حيال ذلك |
Rip için ben de senin kadar öfkeliyim ama üstüme alınmayacağım. | Open Subtitles | إنني غاضب بشأن أمر (ريب) مثلك، لن أخذ غضبك عليّ بشكلٍ شخصي. |