Yaprakları sakladım. Onların bana şans getirmeye devam edeceğinden eminim. | Open Subtitles | لقد احتفظت بالأوراق إنني متأكد أنهم سيجلبون لي الحظ السعيد |
eminim ki her ne değişiklik yaptınsa en iyisini yapmışsındır. | Open Subtitles | إنني متأكد بأنه أيّاً كان الذي غيَّرته فانك جعلتنا للأفضل |
Yaprakları kurtardım. eminim onlar bana şans getirmeye devam edecekler. | Open Subtitles | لقد احتفظت بالأوراق إنني متأكد أنهم سيجلبون لي الحظ السعيد |
Yanına çok şey alma. Döneceğimizden eminim. | Open Subtitles | الآن.لا تأخذي الكثير إنني متأكد من أننا سنعود |
eminim ki o saate kadar yakalarız. | Open Subtitles | إنني متأكد حينها إننا سوف نستعيده تحت سلطتنا القضائية |
eminim rehabilitasyon merkezinin bir telefonu vardır. | Open Subtitles | . بأنك تتصل بنا قبل أن تأتي إلى هنا . إنني متأكد بأن منازل الافراج لديها هواتف |
İnsanların size rüşvet vermeye çalıştığından eminim. | Open Subtitles | إنني متأكد من أن الناس يحاولون رشوتك أليس كذلك؟ |
eminim karakterlerinizle tanışmak sizin için çok heyecan vericidir. | Open Subtitles | إنني متأكد بأن هذا يجب أن يكون مثير جداً بالنسبة لك , أن تقابل شخصياتك |
Değişikleri en iyisi için yaptığınıza eminim. | Open Subtitles | إنني متأكد بأنه أيّاً كان الذي غيَّرته فانك جعلتنا للأفضل |
Düştüğü çukurun yerini tam olarak bildiğime eminim ama her ihtimâle karşı haritaya bağlı kalsak iyi olur. | Open Subtitles | إنني متأكد أن موقع الأخدود الذي سقط فيه ولكن سوف نتحرك وسوف نتبع الخريطة إذا احتجنا إليها |
Bu dediğine katılmayacağına eminim Walter. | Open Subtitles | إنني متأكد أنها لا توافقك الرأي يا والتر |
Senin hakkında endişelenmek onun için ne kadar zor olsa da eğer intiharı başarabilseydin, onun kendisini affetmeyeceğinden de o kadar da eminim. | Open Subtitles | لكن ومع مدى صعوبة الأمر عليها أن تقلق عليك إنني متأكد تماماً أنّك لو نجحت بالانتحار لم تكن لتسامح نفسها أبداً |
Bess, eminim Luke'un bu konuda kafasının biraz karışmış olduğunu anlayabiliyorsun. | Open Subtitles | يا بيس، إنني متأكد أنكِ تتفهّمين كيف أن لوك قد يشعر ببعض التشويش حيال هذا الأمر |
Buraya gelecek vakit bulmak eminim sizin için kolay olmamıştır. | Open Subtitles | حسناً، إنني متأكد أن إيجاد الوقت لك لأن تأتي إلى هنا لم يكن بالأمر السهل |
Hayatında seni strese sokacak çok fazla şey vardır eminim. | Open Subtitles | إنني متأكد أن العديد من الأشياء في حياتك تسبب هذا الأرق |
eminim bir şey değildir. Ama yine de neden gitmiyorsun? | Open Subtitles | إنني متأكد من أنه لا شيء لكن، لما لا تذهب بجميع الأحوال |
eminim herhangi bir kilisede iş bulabilirim. | Open Subtitles | أستطيع الحصول على عمل في أي كنيسة في العالم، إنني متأكد من ذلك |
Sadece düşünüyorum, eminim bu ikisini bir arada idare edebilirsin. | Open Subtitles | إنني متأكد بأنك تستطيع إدارة كلتا الأمرين |
Orada gece bekçisin olduğuna eminim. | Open Subtitles | إنني متأكد من وجود حراسة ليلية هنا ، أليس كذلك ؟ |
Onu tanıdığı bir yere götürürsek daha iyi olacağına eminim. | Open Subtitles | سيُجبر على أن يبذل الأفضل إن أستطعنا فقط أعادته للمكان الذي يعهده إنني متأكد من ذلك |