Oda sevişmeyi seviyor ancak etkisi daha çok yatıştırıcı gibi. | Open Subtitles | إنها تحب ممارسة الحب أيضاً ولكنها أهدى منكِ. |
Paramızı seviyor ama kazanma şeklimizi sevmiyor. Neden paranı kendine saklamıyorsun? | Open Subtitles | إنها تحب مالنا ولكن لاتحب الطريقة التي نجنيه بها |
Köpekleri gerçekten seviyor. Ve beni de. Bunu unutuyor. | Open Subtitles | إنها تحب الكلاب حقاً، و تحبني أيضاً لكنها تنسى |
Her neyse, o bulmacaları sever ve bu iyiydi, değil mi? | Open Subtitles | على أي حال, إنها تحب الألغاز, و كان أمراً لطيفاً, تعلمين؟ |
Eski sayılmaz -- Sadece belirli bir şekilde davranmak için belirli bir müzik sever. | TED | تلك لا تُعتبر إنها تحب فقط أن تصدر موسيقى محددة صوتاً بطريقة محددة. |
Onun için mükemmel bir eşsin. Komik ve kurnaz insanlara bayılır. | Open Subtitles | كنتَ لتكون مثالياً بالنسبة لها إنها تحب الرجال الطريفين غريبي الأطوار |
Şov işine bayılıyor. Ormanın vahşiliğinden çok daha hoş değil mi? Ormanın vahşiliğinden çok daha hoş değil mi? | Open Subtitles | إنها تحب العروض أكثر من عشقها لحياتها البريّة السابقة |
Filleri seviyor. Sirkinizde on tane var bana bir tane lazım. | Open Subtitles | إنها تحب الفيلة و لدى السيرك عشرة كل ما أريده هو واحد |
Filleri seviyor. Sirkinizde on tane var bana bir tane lazım. | Open Subtitles | إنها تحب الفيلة و لدى السيرك عشرة كل ما أريده هو واحد |
Olabildiğince sık gidiyoruz çünkü o çok seviyor. | Open Subtitles | نحاول ان نستمتع قدر الإمكان أقصد ، كما تعلم إنها تحب ذلك |
Ailesini seviyor, evinde onlarla yaşamak istiyor. | Open Subtitles | إنها تحب والديها و تريد الحياة في المنزل |
Buzlu kokteyli çok seviyor ama kendini dizginleyemiyor. | Open Subtitles | إنها تحب شرابها ولكنها لا تستطيع الحفاظ على نفس الوتيره |
O Montepulciano yu, Lebanese Yucchini yi ve bilim kurguyu seviyor. | Open Subtitles | إنها تحب المناطق الأثرية والمقبلات اللبنانية وأفلام الخيال العلمي |
Seninle takılmayı seviyor işte, suç mu bu? | Open Subtitles | ومالذي سنفعله الأسبوع القادم إذاً إنها تحب التسكع معك |
Biranın adını verdi. Cidden çok seviyor. | Open Subtitles | أسماها بذلك بعد البيرة إنها تحب هذا كثيرًا. |
Dinlemeyi ve hislerini paylaşan adamları sever. | Open Subtitles | إنها تحب أن تستمع لها و الشباب الذين يشاركونا المشاعر |
O tehlikeli erkekleri sever. Özellikle de alnı şişkin olanları. | Open Subtitles | إنها تحب الخطر الخشونة ربما منطقة الجبهة عنده عريضة |
Senin de bildiğin gibi, suçluluk duygusuyla sevişmeyi sever. | Open Subtitles | كما تعلم، إنها تحب المعاشرة تحت الإحساس بالذنب |
The crush lounge isimli yeri sever. | Open Subtitles | إنها تحب هذا المكان, يطلق عليه إسم المكان المكتظ |
Şaka! Annemi uyandırayım, yeni gelenleri çok sever. | Open Subtitles | سأذهب لإيقاظ أمي إنها تحب التقاء أناس جدد |
Sonra konuyu değiştirirsin. Jeep'i hakkında konuş. Buna bayılır. | Open Subtitles | ثم تجاذب معها أطراف الحديث وأنحرف لموضوع سيارتها الجيب إنها تحب ذلك |