"إنهم يعرفون" - Translation from Arabic to Turkish

• biliyorlar
• biliyorlardı
• bilir onlar
• haberleri var

Bu adamın alış verişte polise yakalandığını biliyorlar değil mi?
إنهم يعرفون بأنه تمّ القبض عليه بعد عملية شراء مخدرات

Buraları biliyorlar. Ve 8'den daha fazlası gelecek. Çok daha fazlası.
إنهم يعرفون بشأن هذا المطار وسيكون هناك أكثر من ثمانية بكثير

Evet herşeyi biliyorlar ama konuşamazlar.
إنهم يعرفون كل شئ لكنهم لا يمكنهم الكلام

Odanız dinlenecek. Huylarınızı biliyorlar.
سيتم تزويد بزتك بأجهزة تنصت إنهم يعرفون عاداتك

Sizin için önemli bilgilerim olduğunu biliyorlardı.
إنهم يعرفون أن لدى معلومات هامه لك

- İstedikleri herşeyi bilir onlar.
- إنهم يعرفون - حسناً؟

Tanımışlardır. Sadece yüzümü değil. Vücudumun her noktasını biliyorlar.
بالتأكيد، ليسمن وجهيفقط ، إنهم يعرفون كل بوصة في جسدي

Nerede olabileceklerini bilmiyorum. Ayrıldığımızı biliyorlar.
لا أعرف أين يمكن أن يكونوا إنهم يعرفون أننا سنُغادر

Haydi. Söyleyebilirsiniz. Zaten biliyorlar.
هيا، يمكنك أن تقولها لا بأس، إنهم يعرفون

Bir caz şarkıcısına nasıl davranacaklarını biliyorlar.
إنهم يعرفون حقا كيف يعاملون فنان الجاز هناك

Yaşlı bir adamı nasıl heyecanlandıracaklarını iyi biliyorlar.
إنهم يعرفون جيداً كيف يحمسون رجلاً عجوزاً

- Aynı şeyi istiyorsun. - Bildiğini biliyorlar.
أنت تريد مايريدونه إنهم يعرفون إنك تعرفين الرقم

Tamam, onlar nerede olduklarını biliyorlar, ama durum 3'e 3.
حسناً، إنهم يعرفون المكان، وسنكون ثلاثةً مقابل ثلاثة

Bu işi senin yapmanın daha iyi olacağını biliyorlar.
إنهم يعرفون إن وجودك معهم أفضل من عدم وجودك معهم

- Durumumuz bu. Nerede olduğumuzu bildiğimizi biliyorlar. İşte bulunduğumuz yer.
إنهم يعرفون أننا نعرف أنهم يعرفون مكاننا

Yarım sezonda senin %80'e ulaştığını biliyorlar ve sen kazandığın anda seni hatırlayacaklardır.
إنهم يعلمون أنك ربحت ثمانين بالمئة من نصف هذا الموسم إنهم يعرفون و سيذكرون ذلك فور ربحك لمباراة

Konuşmayı biliyorlar ama aynı zamanda yalan söylemeyi de öğrenmişler.
إنهم يعرفون كيف يتكلّمون لكنّهم تعلّموا فنّ الكذب أيضا

Beni çok iyi anlıyorlar. Daha ben bile düşünmeden düşüncelerimi biliyorlar.
إنهم متناغمون معي ، إنهم يعرفون أفكاري قبل حتى أن أفكر بها.

Vurguna uğradıklarını biliyorlardı ve cevap isteyecekler.
- إنهم يعرفون بأنهم ضُرِبوا . و سوف يريدون بعض الأجوبة

- İstedikleri herşeyi bilir onlar.
- إنهم يعرفون ما يودون معرفته