Çılgınca gelecek ama benim için olabilecek en iyi şey. | Open Subtitles | سيبدو هذا جنونياً ولكن بالنسبة لي ، إنه أفضل شيء |
Evet, işte böyle. Hayır, dünyadaki en iyi şey, gerçekten. | Open Subtitles | أي حصان جلبك الى هنا لا، إنه أفضل شيء في العالم، فعلا |
Hayatımdaki en iyi şey ve çok dolu bir hayatım var. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء في حياتي ولديَّ حياة كاملة جداً |
Sadece, bu ilaç adamım. Hayatım boyunca başıma gelen en güzel şey. | Open Subtitles | إنه فقط هذا العقار يا رجل إنه أفضل شيء حدث لي في حياتي |
Her neyse, Yaptığım en güzel şey... bir çocuk evlat edinmektir. | Open Subtitles | بكل الأحوال إنه أفضل شيء قمت به في حياتي... تبني طفل |
Bu gün bir pezevengin bana yaptığı en güzel şey bu. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء يقوم به عاهر من أجلي لهذا اليوم |
Şimdiye kadar yazdığı en iyi şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال إنه أفضل شيء سبق وأن قرأه. |
Şimdiye kadar yazdığı en iyi şey olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال إنه أفضل شيء سبق وأن قرأه. |
Hayatım boyunca yaptığım en iyi şey. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء قمتُ به |
Başıma gelen en iyi şey, Emily. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء حدث لي يا (إيميلي). |
Çocuk sahibi olmadan önce herkes sana "Bu başına gelecek en güzel şey," der. | Open Subtitles | قبل أن ترزف بطفل الجميع يقولون لك "إنه أفضل شيء قد تفعله" |
Senin dışında oyundaki en güzel şey O. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء في المسرحية. |
O sahip olduğum en güzel şey. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء فعلته |
Zaten o "Başıma gelen en güzel şey" martavalına da hiç inanmamıştım. | Open Subtitles | أنا لا أصدق هذا "إنه أفضل شيء حدث لي" |
Aylardır başıma gelen en güzel şey sanki. | Open Subtitles | إنه أفضل شيء حدث لي منذ شهور |