Şu bizim koca kulak Yüzbaşı dinliyormuş. | Open Subtitles | إنه النقيب ذو الأذن الكبيرة كان يسترق السمع |
Yüzbaşı Swanson 5. hatta. Önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه النقيب سوانسون على الخط خمسة يقول بأن الأمر مهم |
Yüzbaşı arıyor. Ona, sadece sana söylediklerimi söyle. | Open Subtitles | إنه النقيب يعاود الاتصال قل فقط ما أخبرتك به |
Ve en son sana değişiklik istediğimi söylediğimde Londra'ya gittin. Yüzbaşı'dan. | Open Subtitles | أنني أريد أن اقوم بتغير, رحلتَ إلى لندن. إنه النقيب. |
Yüzbaşı dava hakkında beni görmek istiyor. | Open Subtitles | إنه النقيب يرد أن يراني من أجل القضية |
- Bayan Emberly. Yüzbaşı Chesterfield. | Open Subtitles | آنسة امبيرلي، إنه النقيب تشيسترفيلد |
Lehmann ve Sternberg onu tanıyordu. Yüzbaşı Winston Clyde Walker. | Open Subtitles | (ليمان) و (ستينبيرغ) كانا يعرفاه يا سيدي إنه النقيب (وينستن كلايد واكر) |
Yüzbaşı Weaver hakkında. | Open Subtitles | إنه النقيب ويفر |
Yüzbaşı o. Yüzbaşı Jack Harkness. | Open Subtitles | إنه النقيب " جاك هاركنيس " |
- Bekleyebilir. Yüzbaşı Gregson arıyor. | Open Subtitles | يمكنه الانتظار. إنه النقيب (جريجسون). |
Yüzbaşı Gregson. | Open Subtitles | إنه النقيب (جريجسون). |
- Yüzbaşı Otis Simmons. | Open Subtitles | إنه النقيب (أوتيس سيمونز). |