Carli'yi ayartmak için yaptığım planın bir parçası da o. | Open Subtitles | دعه يكون منسق الأغاني إنه جزء من خطتي لأغراء كارلي |
Güneşin etrafında yörüngede olan ve iki gezegen arasında gelip giden uzay mekiğinin bir parçası. | TED | إنه جزء من المركبة الفضائية الموجودة في مدار الشمس والتي تجمع بين كوكبين. |
Ve etanol hakkında dinlediğiniz önceki konuşma, bana göre, mısırın son zaferidir. Bu -- (alkışlar) mısırın dünyayı ele geçirme planlarının bir parçası. | TED | والحديث الذي سمعتموه باكرا اليوم عن الإثانول لي هو الانتصار الأخير للذرة ضد المنطق السليم إنه جزء من خطة الذرة للسيطرة على العالم |
Bu reaksiyonun olmasını umuyorlar çünkü bunun, tekrar sağlıklı olmaya giden o dönemeçli yolun bir parçası olduğunu biliyorlar. | TED | يأملون أن يحدث رد الفعل هذا لأنهم يعلمون إنه جزء من الإلتواء وتحول المسار عودة إلى الصحة. |
Biraz sinir bozucu değil misin? Hepsi prosedürün bir parçası. | Open Subtitles | , ألا تبدو مزعجاً قليلاً إنه جزء من الإجراء |
Oh, şey, onu yapmak zorundayım. Bilirsin, o işimin bir parçası. Bütün o gevşek parçaları biraraya getirmem gerek. | Open Subtitles | علي ذلك إنه جزء من عملي علي لم أطراف الشتات |
Evet, durumu kötüleşti. Hastalığın bir parçası. | Open Subtitles | أوه أجل ، إنها بحالة سيئة إنه جزء من المرض |
Pazarlık taktiklerinin bir parçası. Bu, sinirlendiklerini gösteriyor. | Open Subtitles | إنه جزء من خطة المفاوضات، يُظهر مدى قلقهم |
İşimin bir parçası,mahkumlara tavsiyede bulunmak ve sorunlarına yardım etmek. | Open Subtitles | إنه جزء من عملي أن أعطي استشارات للمساجين و أتعامل مع مشاكلهم |
Onlar da dümenin bir parçası ama öbür kurbanları ikna etmek için müşteri numarası yapıyorlar. | Open Subtitles | إنه جزء من عملية الإحتيال، لكنه يتظاهر بأنه زبون ليغري الضحايا بالإستثمار. |
Şehrin altındaki iki yüzyıllık bir yer altı mezarlığı şebekesinin bir parçası. | Open Subtitles | أعلم إنه جزء من سرداب قديم عمره مائتي عام |
Hematoloji programının bir parçası. Ailenin rızasını aldın mı? | Open Subtitles | إنه جزء من برناج دراسة علم الدم هل حصلت على الموافقة من أهله؟ |
Ailemdeki büyücülüğün bir parçası o. Çıkabilir, bilemiyorum. | Open Subtitles | إنه جزء من سحر عائلتي ربما يظهر، أنا لا أعلم فحسب |
Hoşlan ya da hoşlanma o hayatımın bir parçası. | Open Subtitles | سواء أعجبك ذلك أم لم يُعجِبك إنه جزء من حياتي |
Bunları görmezden gelmelisin. Bu oyunun bir parçası. | Open Subtitles | عليكِ أن تغضّى الطرف عن ذلك إنه جزء من لعبة |
Tek şey bu değil ama bugünlerde hayatta olmanın bir parçası da bu oldu. | Open Subtitles | ليس هو الشيء الوحيد ولكن تلك الأيام إنه جزء من حياتنا |
Bu stratejinin bir parçası. Davanın içine hokeyi çekeceğiz. | Open Subtitles | إنه جزء من الإستراتيجية إذا أقحمنا الهوكي في القضية |
Tek şey bu değil ama bugünlerde hayatta olmanın bir parçası da bu oldu. | Open Subtitles | ليس هو الشيء الوحيد ولكن تلك الأيام إنه جزء من حياتنا |
Tek şey bu değil ama bugünlerde hayatta olmanın bir parçası da bu oldu. | Open Subtitles | ليس هو الشيء الوحيد، ولكن تلك الأيام إنه جزء من حياتنا |
Yeni şeyler yapmak yeni halimin bir parçası. | Open Subtitles | أفعل أشياء جديدة، إنه جزء من تعلم، من نفسي الجديدة. |