Biricik kardeşim. Richard, o Yaşıyor! | Open Subtitles | أخي العزيز أوه، ريتشارد، ريتشارد، إنه حي |
Acele edin. Yaşıyor. Tanrım, o Yaşıyor! | Open Subtitles | أوه، كنا متعجلين، إنه حي أوه، يا إلهي، إنه حي |
Mahkûm 2675 hala Yaşıyor. İçeridekilerin kampında. | Open Subtitles | السجين 2675 إنه حي إنه في معسكر الدخلاء من الأرجح أنه هرب |
Kesinlikle Yaşıyor. | Open Subtitles | إنه حي بالتأكيد لأنه عندما حملناه إلى الكوخ |
Burası çok güvenli bir mahalle. Ordan da okula yürüyorlar. | Open Subtitles | إنه على بُعد بنائين من هنا, إنه حي آمنٌ جداً, إنهم يفضلون الذهاب مشياً إلى المدرسة |
Evet, ne olmuş? O hayatta ve iyi, şu anda tutuklu, ve fiziksel olarak hiç bir zarar görmemiş. | Open Subtitles | إنه حي و على ما يرام و لا أثار جسدية على إستجوابه |
Yaşıyor, bir yerlerde istiridye, midye satıyor ve kendisine ait olmayan çok önemli bir resmi. | Open Subtitles | إنه حي يبيع الأصداف والأعشاب ولوحة مهمة جدا ليست ملكه |
Yaşıyor yoksa ölü bir adamı neden kontrol etsinler? | Open Subtitles | حسناً، إنه حي ما كانوا سيفحصوا رجلاً ميت |
O Yaşıyor ve şu an bir dolap çeviriyor. | Open Subtitles | إنه حي الآن في هذه اللحظة يقوم بشيء |
Hâlâ hayatta. İyi. Yaşıyor. | Open Subtitles | هو حي ، إنه على ما يرام إنه حي |
- Hayır, ölmedi. Baldwin Tepelerinde Yaşıyor. | Open Subtitles | ــ كلا، إنه حي ويقيم في بالدوين هيلز |
Yaşıyor. Onu ve teçhizatını alın. | Open Subtitles | إنه حي خذوه وخذوا أي أدوات تجدونها |
Judah'yı gördüm. O da hayatta ve Kudüs'te Yaşıyor. | Open Subtitles | "لقد قابلت "جودا إنه حي أيضاً و هو هنا في "القدس |
Judah'yı gördüm. O da hayatta ve Kudüs'te Yaşıyor. | Open Subtitles | "لقد قابلت "جودا إنه حي أيضاً و هو هنا في "القدس |
Babam hakkında. Yaşıyor. Onu gördüm. | Open Subtitles | الأمر بشأن أبي إنه حي و قد رأيته. |
Çünkü onu tanıyorum. Güven bana, o Yaşıyor. | Open Subtitles | لأنني أعرفه, ثق بي إنه حي, حسناً؟ |
Bazı temel şeyleri söyleyeyim. Yaşıyor ve sağlığı yerinde. | Open Subtitles | ولكن إليكم الأساسيات إنه حي وبصحة جيدة |
Yaşıyor ve şehri boşlatmayı reddediyor. | Open Subtitles | إنه حي ، ورفض التنازل على المدينة |
Bilmiyorum ama "Yaşıyor" diye bağırırsa kaçalım. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن إن صاح قائلًا إنه حي"، فسنهرب" |
Sakin bir mahalle, çok iyi okullara yakın, hem özel, hem de devlet. | Open Subtitles | إنه حي هادئ, وقريب من مدارس ممتازة. عامة وخاصة |
Gidelim buradan. Harika bir mahalle. Çekici özelliği çok. | Open Subtitles | اسمع , لنذهب من هنا إنه حي رائع مليء بالسحر |
O hayatta, iyi ve bir mesih gibi geri dönecek. | Open Subtitles | إنه حي يرزق و سيعود كالمسيح المنتظر |