Efendim O iyi değil. Su getireyim. | Open Subtitles | إنه ليس بخير سأجلب الماء |
Hayır, O iyi değil! | Open Subtitles | كلا ، إنه ليس بخير |
- O iyi değil, dostum. - Sakinleşeceğim. | Open Subtitles | اسمع، إنه ليس بخير يا رجل |
Herifin neyi varsa hiç ama hiç iyi değil. | Open Subtitles | إنه ليس بخير بأي شكل من الأشكال ولا حتى بهيئته |
Sağlığı Pek iyi değil ama kötü biri de değil. | Open Subtitles | إنه ليس بخير .. ولكنه ليس رجلاً سيئاً |
Durumu iyi değil. Beyninde tümör var. | Open Subtitles | إنه ليس بخير, إنه مصاب بورم في الدماغ |
Acele etmemiz gerekiyor. Durumu iyi değil. | Open Subtitles | عليناأننسرع، إنه ليس بخير |
Luis oraya dönemez. O iyi değil. | Open Subtitles | "لويس" لا يمكن العودة إنه ليس بخير |
O iyi değil. | Open Subtitles | إنه ليس بخير |
O iyi değil. | Open Subtitles | إنه ليس بخير |
O iyi değil. | Open Subtitles | إنه ليس بخير |
O iyi değil | Open Subtitles | إنه ليس بخير |
- İyi görünüyordu. - İyi değil o, kanser. | Open Subtitles | إنه ليس بخير إنه مصاب بالسرطان |
İyi değil. Ben de bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | كلا, إنه ليس بخير |
Durumu iyi değil, Chester. Hem de hiç iyi değil. | Open Subtitles | (إنه ليس بخير يا (تشيستر ليس بخير على الإطلاق |
Durumu iyi değil. | Open Subtitles | إنه ليس بخير |
Pek iyi değil, öyle mi? | Open Subtitles | إنه ليس بخير ، أليس كذلك ؟ |