Hapiste olan eşini aldattığın gibi bir şey mi? | Open Subtitles | إنه مثل أن تخون زوجتك بينما هي تتعفن في السجن؟ |
Bu bir partiye davet edilip gitmemek ve kimsenin yokluğunu fark etmemesi gibi bir şey. | Open Subtitles | إنه مثل... أن يدعوك شخصاً ما لحفلة ولا تذهبي إليها. و هذا لا يهم حقيقةً. |
Aynı terapist olmak gibi bir şey Y'de sadece 6 öğleden sonra gerektirmesi haricinde tabii. | Open Subtitles | إنه مثل أن أكون معالجة... إلا أنه يتطلب ستة بعد الظهيرة |
Sanki zaman durmuş, dansçı da bir kapıdan geçmiş gibi olurdu, aslında önceleri bin kere yaptığı danstan farklı bir şey yapmasa da, herşey düzene girerdi. | TED | إنه مثل أن الوقت سيتوقف، والراقص سيتقدم عبر بوابة وهو لا يفعل أي شئ مختلف عما كان يفعله، قبل 1000 ليلة من قبل، لكن كل شئ سيترتب. |
Sanki tamamen fakirken birden milyoner olmuşuz gibi. | Open Subtitles | إنه مثل أن ننتقل من الفقر إلى الثراء |
Sanki tamamen fakirken birden milyoner olmuşuz gibi. | Open Subtitles | إنه مثل أن ننتقل من الفقر إلى الثراء |
Bu Jackson Pollock'un* 99.95 dolara araba boyaması gibi bir şey. | Open Subtitles | (إنه مثل أن يقوم (جاكسون بولوك $بدهان السيارات مقابل 99،95 |
Bu, sahte rock yıldızı olmak gibi bir şey. | Open Subtitles | إنه مثل أن تكون نجم روك مزيف. |
Sanki her gün aynı gün. | Open Subtitles | إنه مثل أن تحيا حياتك القديمة كل يوم |
Bazen, bebek istemek, Sanki başka bir şeyin önemi yokmuş gibidir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان، والرغبة في الطفل ، انه، اه... حسناً، إنه مثل أن لا شئ آخلا يهم |
Sanki hayatım gözlerimin önünden geçiyor. | Open Subtitles | إنه مثل أن حياتي تومض أمام عيني. |
Bu Sanki ATLAS, BHÇ, KMS ve diğer yerlerdeki dünyanın değişmesi gibi. | Open Subtitles | إنه مثل أن العالم عند ATLAS و LHC و CMS وجميع تلك الأماكن قد تغير فجأة |
Sanki her şeyi unutmuşsun gibi oluyorsun. Ve garip bir durumda oluyorsun. Daha önce neler yaşadığını hiç hatırlamıyorsun. | Open Subtitles | إنه مثل أن تنسى كل شيء و أن تكون في هذه الحالة الغريبة أنت لا تدرك ماذا حدث لك من قبل ، أنت فقط تبدو كأنك بخير و على ما يرام. |