Anatomiyle, özellikle de alışılmışın dışındaki evrimsel çeşitlilikle ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه مهتم حالياً بعلم التشريح خصوصاً في الإختلافاتِ التطوّريةِ |
Sadece, göğsümdeki can veren sıvıyla ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه مهتم فقط فيما ستقدمه هذه الحياة من السوائل إلى ثديي. |
Adam yaşlı kadınlarla ilgileniyor sonuçta. | Open Subtitles | . إنه مهتم بالسيدات المسنات فحسب |
O iki şeyle, sadece iki şeyle ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه مهتم بأمرين، والأثنان كلاهما: |
Parçacıkların bu durumda fotonların bize doğru 7 milyar yıllık yolculuklarında düz, boş gibi görünen uzayda başlarına neler geldiği ile ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه مهتم بما يحدث للجسيمات في هذه الحالة ، الفوتونات وهي تسافر تجاهنا في رحلة قدرها 7 مليار عام عبر ما يبدو فضاء فارغ ومُمهَّد |
O da yalnızca kendi fikriyle ilgileniyor. Seni kandırmasına izin verme. | Open Subtitles | إنه مهتم بفكرته، لا تدعيه يخدعك. |
Sinema dünyasıyla ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه مهتم بمجال الأفلام. |
Bak, bir doktor var. Dresden'da kadın kliniği yönetiyor. Einar gibi aklı karışmış erkeklerle ilgileniyor. | Open Subtitles | اسمعي، هناك طبيب يدير عيادة نسائية في "دريسدين" إنه مهتم برجال محتارين مثل (إينار). |
Hikayenizle çok ilgileniyor. | Open Subtitles | إنه مهتم بقصتك |
İlgileniyor, sadece daha kendi farkında değil. | Open Subtitles | أجل، إنه مهتم |